Sağlık Profesyonellerinin Dergisi
1 Ekim 2019

GE Sağlık, sahip olduğu geniş teknoloji sistemleri ile farklı kanser türlerinin erken tespitini mümkün kılarak gerekli tedavinin olabilecek en erken şekilde başlatılmasını destekliyor. GE kanser teşhisi teknolojilerinin başında ise moleküler görüntüleme geliyor. GE Sağlık Genel Müdürü Yelda Ulu Colin, “Moleküler görüntüleme, farklı ve daha kişiselleştirilmiş sağlık hizmetleri sunması itibariyle her zaman eşsiz bir yere sahip olmuştur. Uygun teşhisin koyulmasını kolaylaştıracak hassas değerlendirmeler için klinisyenlere farklı olanaklar sağlıyoruz” diyor.

Bugün dünyada olduğu gibi ülkemizde de en çok ölüme ve sakatlığa neden olan ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen en önemli sorunların başında bulaşıcı olmayan hastalıklar yer almaktadır. Aynı zamanda bulaşıcı olmayan hastalıklar, teşhis ve tedavi süreci göz önünde bulundurulduğunda, sağlık harcamalarında en büyük paya sahip. Hastalık türlerine daha detaylı bir değerlendirme getirdiğimizde kanserin, ülkemizde ve dünyada ölüm nedenleri arasında ikinci sırada yer aldığını görmekteyiz. Küresel olarak yaklaşık her 6 ölümden biri, ülkemizde ise her 5 ölümden biri kanser nedeniyledir. Dünyada her sene ortalama 14,1 milyon yeni kanser vakası gözlenirken bunların 8,2 milyonunun kansere bağlı ölümle sonuçlandığı kayıtlara yansımıştır. Ülkemizde görülen ölüm nedenleri sıralamasında kardiyovasküler hastalıklardan sonra ikinci yaygın ölüm sebebi olması açısından önemli bir toplum sağlığı problemidir.

Kanser hastalığının pek çok türü vardır ve cinsiyete göre de farklı dağılım göstermektedir. Türkiye’de kadınlar arasında en sık görülen kanser türü meme kanseri iken erkeklerde de akciğer ve prostat kanseri sıklıkla görülmektedir. Gelişmiş ülke verilerine bakıldığında Türkiye’de olduğu gibi meme, prostat ve akciğer kanserinin ölüme sebebiyet verme açısından başta gelen üç ana neden olduğu görülmektedir. Ölüme sebebiyet verme etkileri farklılık gösteren kanser türleri pek tabiki hastalığın seyri, tanısı ve tedavi yöntemleri anlamında da birbirinden ayrılmaktadır.

GE Sağlık’ın sahip olduğu geniş teknoloji sistemleri farklı kanser türlerinin erken tespitini mümkün kılarak gerekli tedavinin olabilecek en erken şekilde başlamasını destekliyor. Bu sayede erken teşhisin hayatları kurtarması hedeflenmektedir. Kanser teşhisi teknolojilerinin başında moleküler görüntüleme gelmektedir. Moleküler görüntüleme, farklı ve daha kişiselleştirilmiş sağlık hizmetleri sağlaması itibariyle her zaman eşsiz bir yere sahip olmuştur. Uygun teşhisin koyulmasını kolaylaştıracak hassas değerlendirmeler için klinisyenlere çeşitli olanaklar sunmaktadır.

Moleküler Görüntülemede Holistik Çözüm Sunuyoruz

GE Sağlık, PETBT ve SPECT cihazlarından siklotron ve dijital görüntüleme uygulamalarına kadar uzanan geniş ürün yelpazesiyle müşterilerine moleküler görüntülemede holistik çözüm sunabilmektedir.

GE Sağlık olarak çeşitli tedavi alanlarında, her biri çok sayıda hastalığa çözüm sunan ve hasta memnuniyeti odaklı yenilikçi moleküler görüntüleme teknolojilerini geliştirmek için çalışıyoruz.

Tasarlarken Hastaları Düşünürüz

GE Sağlık’ta, hastayı ürün geliştirme sürecinin merkezinde tutmanın onkolojik, kardiyolojik ve nörolojik moleküler görüntüleme alanlarının geliştirilmesinde kapsamlı ve özgün bir destek yaklaşımı yarattığını keşfettik. Gelişim stratejilerimizin merkezine hastaları koyarak, klinisyenlere verimli ve ekonomik çözümlerle yardımcı olurken hasta bakımını iyileştirmenin yeni yollarını arıyoruz.

Ankara Üniversitesi, Prof. Dr. ÖZLEM KÜÇÜK

Signa PET/MR

Radyolojik sistemlerin ulaştığı en son noktalardan biri de PETMR’dır. Bu ileri teknolojinin dünyadaki ilk kurulumlarından biri de Gazi Üniversitesi’nde gerçekleştirdik. Bununla kalmayıp, geldiğimiz zaman itibariyle ülkemiz genelinde Cerrahpaşa Üniversitesi Hastanesi ve Ankara Üniversitesi ile birlikte toplam 3 adet PETMR kurulumunu başarıyla gerçekleştirmiş olup, ülkemizi global anlamda bir PETMR merkezi yapmanın gururunu yaşıyoruz.

Gazi Üniversitesi, Prof. Dr. ÖZLEM ATAY

GE Sağlık ekipmanları, sağlık hizmetlerinde yalnızca yeni teknolojilere değil aynı zamanda yeni süreçlere ve yöntemlere olan ihtiyacı da karşılayacak dönüşümleri sağlamayı hedeflemektedir. Bu teknolojilerin başında, farklı görüntüleme ve tedavi amaçlarına yönelik geliştirilen modalitelerin, güçlerini bir araya getiren hibrit görüntüleme yaklaşımı önemli bir yer tutuyor.

SIGNA™ PET/MR sistemi, GE Sağlık’ın geliştirdiği yüksek teknolojiye sahip PET (Positron Emission Tomography) ve MR (Manyetik Rezonans) görüntüleme modalitelerinin üstünlüklerini bir araya getiren inovasyonlar serisinin bir sonucu olarak doğmuştur. Yüksek performanslı 3.0 Tesla MR platformu ve MR uyumlu TOF (Time-of-Flight) PET dedektörleri bir araya getirilerek eşzamanlı PET/MR çekimlerine olanak sağlar. Geleneksel bir PET/BT tarayıcıda BT’ nin (Bilgisayarlı Tomografi) yerine MR’ın kullanılması, radyasyon hassasiyeti gözetilen hasta grupları ve pediatrik olgularda radyasyon dozunun düşürülmesine ek olanaklar sağlar. Gelişmiş TOF PET kapasitesi, bu teknolojinin kullanılmadığı sistemlere kıyasla, MR verisi ile gerçekleştirilen PET atenüasyon düzeltmelerinin yüksek doğrulukla gerçekleştirilmesine katkıda bulunduğu gibi, yüksek sinyal-gürültü-oranı sayesinde kullanılan radyoaktif madde dozunun azaltılmasına da olanak sağlar.

Genel onkolojik tarama ihtiyaçlarının ötesinde, organ özelinde görüntüleme teknolojilerinin gelişimi günümüzün teşhis ve tedavi ihtiyaçları için önemli bir rol oynuyor. Örneğin 2016’da dünya çapında tahmini olarak 1.8 milyon erkeğe prostat kanseri teşhisi konuldu. Bu kanser türü, insanlar arasında en yaygın dördüncü, erkekler arasında ise en yaygın ikinci kanser türü konumunda. Bu gibi bir olguda, MR modalitesine özgü Difüzyon Ağırlıklı Görüntüleme ve yüksek yumuşak doku çözünürlüğü ile PET görüntülemede kullanılan Gallium68 PSMA (Prostate Specific Membrane Antigen) gibi ajanların birlikte kullanımı, hastalıkların teşhis, tedavi ve takibi gibi tüm aşamalarında önemli katkılar sunuyor.

2002 yılında ülkemizde kanserden ölümler tüm ölümlerin %12’sini oluşturmaktayken bu oran 2009’da %21’e çıkmıştır. Önleyici çekimlerle kansere bağlı ölümlerin önüne geçilebildiği ve erken teşhis edildiğinde tedavinin yaşam kalitesine çok şey katabildiği kanser türlerini göz önüne alırsak korunmanın önemi artıyor.

Signa PET/MR

GE Sağlık olarak, moleküler görüntüleme ve onkoloji bölümü, nükleer tıp sektöründe ihtiyaç duyulan görüntüleme teknolojilerinde kapsamlı çözümler sunabilmek ilkesiyle hizmet vermekteyiz. Nükleer Tıp alanında kullanılan radyoaktif ajanların üretilmesinden, kullanılmasına kadar geniş bir alanda çözümler sunuyoruz. Onkoloji hastalarında, PET BT görüntülemesi sırasında, kanser teşhisinde kullanılan radyoaktif ajanların üretimi için gerekli siklotron teknolojisinden, dünyanın çeşitli yerlerinde kurulu 400 adetin üzerinde cihaz ve teknoloji ile liderlik etmekteyiz. Günümüz teknolojisinde, siklotronlarımız ile F18(Flor), 015(Oksijen), C11(karbon), N13(Amonyum) ve Ga-68 (Galyum) radyoaktif ajanlarını üretebilmekteyiz. Ek olarak, Fastlab2 sentez cihazlarımız ile bu radyoaktif maddeleri farklı moleküller ile birleştirip prostat kanseri, nöroendokrin tümör, akciğer kanseri, karaciğer kanseri gibi birçok hastalığın PET BT ile teşhisinde, dünyanın her yerinde hastanelerin hizmetine sunabilmekteyiz.

Yeni geliştirdiğimiz NM800 serisi Spect ve Spect BT teknolojilerinde, daha önce kullanılmayan daha hassas kolimatör ve swiftScan çekim özelliği (Continuous çekim modu ve step&shoot çekim modunun kombinasyonu) ile uygun hasta grubunda 5 dakikada kalp çekimleri yapılabilmektedir. Ayrıca çekim süresinde, iş istasyonunda kullanılan yarı doz ve yarı zaman programlarına ek olarak %25 oranda ilaç dozu veya çekim zamanını kısarak, görüntü kalitesinden ödün vermeden çekim yapma imkanı sağlamaktadır. Çekimlerde Clarity2D algoritması, CNR oranında %46’ya kadar imaj kalitesinde iyileşme sağlayıp, küçük tümörlerin yakalanmasında teknolojik bir ilerleme sağlamaktadır. Kardiyak amaçlı üretilmiş, dijital teknolojiye sahip NM530C gama kamera teknolojisi, herhangi bir kristal ve PMT tüp (photomultiplier) kullanmadan hastadan gelen fotonları, CZT (cadmium zinc telluride) yarı iletken dedektör teknolojisi ile doğrudan çevrim yaparak, kalp çekimlerini hızlı bir şekilde yapabilmekte ve PMT tüp kullanan teknolojilere göre çok daha iyi bir rezolüsyon değeri sağlayarak, teşhislerde doktorlara kolaylık sunmaktadır.

Discovery IQ

GE Sağlık’ın PET/BT alanındaki yeni teknolojilerinden biri olan Discovery IQ, hem yüksek görüntü kalitesi sağlama hem de tutarlı kantitasyon değerlerini sunmak üzere tasarlanmıştır. GE olarak en çok odaklandığımız noktalardan biri, bir hastanın tüm tanısal deneyimi boyunca standardizasyon sağlamaktır. Hastanın solunum hareketleri, cihazın sistem ayarları ve protokollerine kadar iş akışındaki her bir değişken, tutarlı veriler elde edilebilmesini zorlaştırabilir. GE Sağlık’ın sağladığı yenilikçi ve kantitatif bir görüntüleme araç seti olan Q.Suite, ilgili değişkenlerin etkisini en aza indirmek ve değişiklikleri yönetebilmek için tasarlanmıştır.

Discovery IQ PET BT cihazı, bugüne kadar dünyada 300’den fazla kurulmuştur. Cihazın yaklaşık 25’i Türkiye’de kurulmuştur. Discovery IQ PET BT cihazının tercih edilmesinin en önemli nedenleri arasında, sınıfındaki cihazlar arasında yüksek NEMA hassasiyetine sahip olması gösterilebilir. Yüksek NEMA hassasiyetli cihazlar, düşük doz FDG ile çekim yapabilmekte ve aynı zamanda daha hızlı PET/BT çekimlerinin yapılabilmesine de olanak vererek kuruma ekonomik fayda sağlamaktadır. Çekim süresinin kısa olması, hasta konforunu da beraberinde getiriyor.

Discovery IQ

Discovery IQ serisinde yalnızca GE Sağlık’a özgü olan Q.Clear algoritması kullanılabilmektedir. Q.Clear programı SNR, SUV ve volumetrik rezolüsyon değerlerini, özellikle 3cc altındaki küçük tümörlerde ToF (Time of Flight) yöntemine göre 2 kata kadar iyileştirebilmektedir.

Q.Clear teknolojisi ile artmakta olan kanser vakalarına karşı verilen savaşta PET BT, insan vücudunda gerçekleşenlerin ayrıntılı bir görüntüsünü hem moleküler hem de hücresel seviyede sunar. Bir tümörün konumunu belirlemeye ve hastalığı ilk aşamalarında saptamaya yardımcı olan önemli bir tanı aracıdır. GE Sağlık’ın Q.Clear ile Discovery IQ PET BT cihazı klinisyenlerin küçük lezyonları daha yüksek güvenle ve daha düşük dozda görmesini sağlar.

800 Serisi

SPECT/BT’nin 20. yıl dönümünde 800 Serisi nükleer tıp sistemleri grubu; klinik, hastayla ilişkili ve operasyonel çıktılar kapsamında geniş klinik yelpazesiyle şirketin nükleer tıp inovasyonu geçmişinin arkasındadır. 800 Serisi, BT ve SPECT alt sistemleri için sunduğu ölçeklendirilebilirlikle müşterilerinin uygulamalarına en uygun BT kapasitesini seçmesini ve dijital SPEBCT’e yükseltme olanağıyla yatırım güvenliğini korumasını sağlar.

NM/CT 850 sistemi, nükleer görüntüleme kamerası ile hibrite özel düşük dozlu BT alt sistemini birleştiren bir hibrit SPECT/BT görüntüleme sistemidir. Gelişmiş Elite NXT dedektör teknolojisi, ince gantri, destekli hasta masası, çekim istasyonu, Akıllı Konsol dijital işleme istasyonu ve Xeleris işleme ve inceleme istasyonu gibi özellikleri bünyesinde barındırır.

PETtrace

İzotop erişiminin bulunmaması moleküler görüntüleme ve hassas sağlık uygulamaları için bir engel teşkil edebilir. Tıbbi görüntülemede yaygın olarak kullanılan bir radyoizotop olan Galyum üreten jeneratörlerdeki sürekli kesintiler, çeşitli hastaları ve özellikle prostat kanseriyle savaşan hastaları tedavi eden tıp uzmanları için ciddi bir güçlüktür.

GE Sağlık, PETtrace model siklotronumuzun özelliklerini FASTlab 2 geliştiricimizle birlikte Galyum üretecek ve siklotronumuzun teranostik kapasitesini arttıracak şekilde genişletmiştir.Siklotronun ürettiği Galyum, jeneratör üretiminden daha ekonomiktir ve yıl içinde daha iyi yatırım getirisi sağlar.Geçtiğimiz 15 yılda 100 kat artan Galyum konulu yayın sayısıyla klinisyenlerin ilgisi ve Galyum kullanımı yaygınlaşmaya devam ediyor.
Medicheck, tüm dünyada yer alan GE kullanıcılarına Yerinde Eğitim Merkezi eğitimleri sunan, GE Sağlık’a özgü bölgesel eğitim merkezi olarak tayin edildi; bu eğitimler Kalite Kontrol, üretim ve siklotron operatörlerinin mükemmeliyet anlayışını ve derin deneyimlerini temel alan kullanıcı eğitimlerini ve radyofarmasötik üretim tesislerine yönelik uygulamalı operatör eğitimlerini içeriyor. Kullanıcılara eğitim sunmanın ötesinde, Medicheck aynı zamanda, tüm GOP Bölgesi’ndeki potansiyel müşterilere en iyi operasyonel vakaların ve teknolojik altyapı örneklerinin sergilendiği bir merkez olarak hizmet veriyor. GE Sağlık olarak, Medicheck ile olan güçlü işbirliğimizi gelecekte de başarıyla sürdürmeyi hedefliyoruz. Kadınlarda görülen kanser türlerinin başında gelen meme kanserinde, erken teşhisi mümkün kılan yenilikçi mamografi ve ultrason çözümleri üretmekteyiz.

Kanser teşhisinde kullanılan, ultrason tetkiklerini otomatikleştirerek doktorlara doğru teşhisi rahatça koyma imkanı sağlayan otomatik meme ultrasonografi sistemlerimiz, mamografi tetkiki sırasında hastanın uygulanan kompresyonu kendisinin ayarlaması suretiyle kontrol ve hissedilen baskıyı minimize edebildiği dijital mamografi sistemlerimizle, moleküler görüntülemede daha önceden mümkün olmayan görüntü hassasiyet oranlarını mümkün kılan yenilikçi teknolojilerimiz ve çözümlerimizle fark yaratıyoruz. Günümüzde her 8 kadından 1’inin yakalandığı ve kadınlar arasında %30’luk bir oranla en çok görünen kanser türü olan meme kanseri, erken teşhis edildiğinde tedavi başarısı en yüksek kanser türlerinden birisidir.

Kadınlar genel olarak mamografi çektirirken kendilerini güvende hissetmiyorlar ve canlarının acıyacağı düşüncesiyle veya beklemedikleri bir sonuç ile karşılaşabilecekleri ihtimali ile mamografi çektirmekten kaçınıyorlar. Türkiye verilerine baktığımız zaman %71’lik bir kesimin hiç bir zaman mamografi çektirmediğini görüyoruz. Sadece %9’luk bir kısım her yıl düzenli mamografi çektirmektedir. Her yıl düzenli olarak yaptırılan mamografi taramaları bu tehlikenin erken teşhis edilmesine yardımcı oluyor ve böylece bu hastalıktan dolayı oluşan ölüm riskini de %25-30 oranında azaltıyor. Meme kanserinin I. evresindeki erken tanı, yaklaşık %100 hayatta kalma oranı anlamına gelirken, IV. evrede kanser tespit edildiğinde bu oran %22’ye düşüyor. Bu çarpıcı veriler, kanser tanı ve tedavisinde çok önemli bir rol oynayan görüntüleme teknolojilerindeki yeni gelişmeler ve düzenli mamografi çekimleri sayesinde meme kanserini yenmenin mümkün olduğunun bir kanıtıdır.

Senographe Pristina

GE 3-D tomosentez teknolojisi, FDA onaylı 3-D tomosentez teknolojileri içinde en düşük hasta dozuna sahiptir ve 2D tam Alan dijital mamografi sistemiyle aynı dozda üst düzey tanısal doğruluk sağlar. GE Sağlık olarak radyologlar, teknisyenler ve hastalarla işbirliği yaparak tüm tarafların ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik bir mamografi platformu oluşturduk. Senographe Pristina hasta endişesini azaltmak, teknisyenin işini kolaylaştırmak ve radyologların daha yüksek bir güvenle tanı koymasına yardımcı olmak için tasarlandı. Kompresyon kontrolünü dilerse hasta kendisi yapabileceğinden, inceleme esnasında hasta konforu artar, teknisyenler de pozisyonlama sürecine odaklanarak daha uygun bir pozisyonlama gerçekleştirebilirler ve böylece hem hastalar hem de teknisyenler daha hızlı ve sorunsuz bir deneyim yaşar.

Hastaların, teknisyenlerin ve radyologların farklı ihtiyaçlarına ayrı ayrı odaklanarak eşit derecede önem veren bu yeni nesil mamografi sistemi daha rahatlatıcı bir deneyim, verimli bir iş akışı ve etkili bir bakım sağlayarak herkes için avantajlı hale gelmektedir. Sistemin yumuşak ve kıvrımlı yüzeyi hastalara konforlu ve destekleyici bir ortam sunarken, hastaların psikolojik olarak rahatlamalarına olanak veriyor ve görüntülemedeki başarı oranını da artırıyor.

Türkiye’de Senographe Pristina cihazının ilk kurulumu 2017 yılında Acıbadem Altunizade Hastane’sinde yapıldı

Acıbadem Altunizade Hastanesi, Prof. Dr. MUSTAFA ERKİN ARIBAL

Kullanıcı Prof. Dr. Arıbal cihaz seçimindeki etkenleri şu şekilde yorumluyor: ‘Senographe Pristina deyince öncelikle tomosentez akla geliyor. Tomosentez GE’nin tek üstünlüğü olmasa bile elbette önemli. Artık, bir mamografi cihazı için tomosentez vazgeçilmez hale geldi. Senographe Pristina’nın getirdiği yeni özellikler kontrastlı mamografi, tomosentez ve tomosentez eşliğinde biyopsi yapabilmesi olarak sıralanabilir. Bugün biliyoruz ki, GE teknolojisi ile tomosentezi normal mamografi ile eş dozda çekebiliyoruz. Bu da büyük bir avantaj getiriyor. Çok kolay ve rahatlıkla hastaya “Size ek bir doz yükü getirmeden film çekiyoruz” diyebiliyoruz; bu durum da doktorun elindeki yetkinlikleri artırıyor. Ayrıca, Senographe Pristina’nın tomosentez ve mamografi çekmek dışında en önemli özelliklerinden birisi de doktor ve hasta odaklı olması. Senographe Pristina sisteminin son derece hastaya odaklı olarak tasarlanmış olması beni en çok etkileyen unsur oldu.’

Meme dokusu yoğunluğu, meme lifli dokusuna karşı yağ dokusunun ölçüsüdür. Daha fazla bağ dokusu, daha yoğun meme dokusu demektir ve bu da mamogramın daha beyaz görünmesine sebep olmaktadır. Klinisyenler tarafından yoğun bir meme mamografisinde lezyonu görmeye çalışmak tipide karın içerisinde kartopu aramaya benzetilmektedir. Invenia ABUS sadece meme taraması için geliştirilmiş meme anatomisine uygun olarak tasarlamış probu ve görüntü işleme teknolojisiyle klinisyenlere meme kanseri taramasında dense memede mamografiye yardımcı ek bir sistemdir. Invenia ABUS’un, mamografinin tespit edemediği küçük, invazif ve nod negatif kanserleri tespit edebildiği gösterilmiştir. ABUS, tamamlayıcı bir inceleme olarak birçok uygulamanın bir parçası haline gelmiştir. ABUS 3D görüntüleri, doktorların meme dokusunu kapsamlı ve etkili bir şekilde izlemesini sağlar. Mamografinin tespit edemediği küçük, nod negatif ve invazif kanserleri bulmaya yönelik ultrason verimliliği hakkında klinik kanıtlar artmaktadır. Invenia ABUS, özellikle yoğun dokuya sahip meme görüntülemeye yönelik görüntüleme ortamı için tasarlanmıştır. Invenia ABUS, operatör değişkenliğini azaltarak ve 3D ultrason hacimleri oluşturarak kapsamlı analizlerin elde edilmesini ve çok modaliteli incelemelerle karşılaştırmayı sağlar.

Invenia ABUS cihazının hayat kurtarabileceğini yaşanmış bir hikaye ile de paylaşmak isteriz. Jan, yıllık mamografi kontrollerini 40 yaşından beri düzenli olarak yaptırıyordu. 2017 yılının Mart ayında Bloomington, Illinois merkezli Ft. Jesse Imaging & Gale Keeran Center for Women tesisine giderek 3D mamografi taramasını yaptırdı. Radyolog, Jan’a, tüm kadınlar içinde %40’lık bir oran olan, yoğun meme dokusuna sahip kadınlar arasında olduğunu söyledi. Bağ dokusu, mamografi çekiminde tıpkı bir kanser gibi beyaz görünür ve bu durum bazen doktorların kanseri görememesine neden olabilir.

Invenia ABUS

Jan’ın yüksek yoğunluktaki meme dokusu nedeniyle, radyoloğu hiçbir şeyi gözden kaçırmamak amacıyla otomatik meme ultrasonu (ABUS) olarak adlandırılan bir tür tarama yapılmasını istedi. Doktorlar tarafından mamografi ile beraber kullanıldığında ABUS uygulamasının kanser tespit oranını %37.5 artırdığı görülmüştür. Fort Jesse‘de mamografi başteknisyeni olan Marie Stork: “Mamografi ile birlikte kullanılan ABUS, yoğun meme dokusuna sahip hastalar için mükemmel bir seçenek.” diyor ve ekliyor: “Teknisyenler olarak, teknolojinin faydalarını açıklama konusunda elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz.”

Jan sonuçları bir hafta içinde aldı ve birinci evre meme kanseri olduğu ortaya çıktı. Bu haberin üzerine ise Jan duygu ve düşüncelerini paylaşırken: “Daha önce, yoğun meme dokusu kavramını hiç duymamıştım. Çok şaşırmıştım ancak bu tip dokuların içini görebilen ve kanseri erken aşamada tespit edebilen bir teknolojinin olması çok önemli” dedi.

Dr. Ha, ABUS’un yararını ve Jan üzerindeki etkisini ise şöyle aktarıyor: “ABUS ve mamogram taramaları birbirini tamamlayıcı nitelikte ve bu teknolojiler birlikte kullanıldığında en iyi hasta sonuçlarını elde etmemize yardımcı oluyor. Jan, ABUS incelemesine girmemiş olsaydı, kanseri bir klinik incelemede elle hissedilebilen bir lezyon haline gelene veya mamogramda belirginleşene kadar tespit edilemezdi. Hastalığı, daha az tedavi seçeneği bulunan daha ileri bir aşamada olabilirdi.”

Türkiye’de toplum sağlığını iyileştirme konusundaki faaliyetlere destek vermek önceliklerimiz arasında yer alıyor. Sağlığı hizmetleri kalitesini yükselten teknolojik cihazların üreticisi konumunda olduğumuz için sağlık sektörünün paydaşları ile sürekli temas halindeyiz. Bunun bir yansıması olarak GE Sağlık Türkiye bünyesinde erken teşhisin hayat kurtaran etkisinin bilinirliğini artırmaya önem veriyor ve düzenli olarak sosyal sorumluluk projeleri kapsamında halkımızı bilgilendirmeye gayret ediyoruz.

Kanser konusunda toplumda farkındalık sağlanması, toplum bilincinin geliştirilmesi ve kanser taramaları, kanserle mücadelede en etkili yöntemlerin başında gelmektedir. Ülkemizde kanser hastalığının görülme sıklığının yoğun olduğu olguları göz önünde bulundurarak uzun yıllardır teknoloji ortağı olduğumuz Liv Hospital ile birlikte 2017 yılında meme, akciğer, kolon ve rahim ağzı kanserleri için 1500 kişiye ulaştığımız geniş kapsamlı ‘Kanserden Koşarak Uzaklaş’ adlı bir sağlık kontrolü programı gerçekleştirdik.

2018 yılına gelindiğinde ise aynı kuruluş ile kanser taraması kapsamına akciğer kanserini de dâhil etmek üzere işbirliğini genişlettik. Akciğer kanserinin, ülkemizde erkeklerde en çok görülen kanser türü olduğunu göz önünde bulundurarak uzun yıllardır teknoloji ortağı olduğumuz Liv Hospital‘ın başlatmış olduğu ‘Kansersiz Yaşam Senin Elinde’ programına GE Sağlık Türkiye bünyesinde “Erken Teşhis Hayat Kurtarır” mottosuyla destek olduk.

Yine her yıl Ekim ayının meme kanseri farkındalığı ayı olması nedeniyle GE Sağlık olarak Türkiye’de bu konuda halkın bilinçlenmesi için çeşitli programlar ve projeler yapıyoruz. 2018 Ekim ayında GE dünyaca ünlü sanatçı Haluk Akakçe, Meme Vakfı (MEVA) ve 42 Maslak ile işbirliği yaparak tıp doktorları, fikir önderleri, medya ve GE liderlerinin katılımıyla “Kalbimi Asla” mottosu ile yola çıkılarak özel bir etkinlik düzenledi.