Sağlık Profesyonellerinin Dergisi
15 Haziran 2021

ARZU ÖZSOY
WhereToCure Kurucu Genel Müdürü

2020 yılı hepimiz için oldukça zorlu ve değişimlerle dolu bir süreç oldu. Bu yıl da değişimlere ayak uydurmaya devam ediyoruz. Bu süreçte en çok etkilenenin sağlık sektörü olmasının yanı sıra ‘yeni normal dönemi’nin sektöre pozitif etkileri de oldu. 2021 post-korona dönemini ve sağlık sektörü açısından değişimlerini WhereToCure Kurucu Genel Müdürü Arzu Özsoy, hospitalmanager için anlattı.

2020 adeta bir bilim kurgu filmi gibi başladı. Covid-19 isimli bir virüs, bütün dünyaya hızla yayıldı. Hükümetler, sağlık kurumları, doktorlar herkes ne yapacağını şaşırdı önce. Sonra her şeye, her duruma hızla uyum sağlayan insanoğlu bununla yaşamayı da öğrendi. Her ülke kendi yöntemleri ile imkânları dâhilinde halkını bu virüsten korumaya, hasta olanları ise deneysel yöntemlerle iyileştirmeye çalıştı.

Salgının başından beri, Sağlık Bakanlığımızın başarılı çalışmaları sayesinde, Türkiye genelinde tüm özel ve kamu hastaneleri gerekli her türlü önlemi almakta, 7/24 bulaş riskini engelleyecek uluslararası standartlarda havalandırma, temizlik ve dezenfeksiyon uygulamaları yapmaktadır. Özel hijyen uygulamaları, sürecin gerekliliklerine göre farklı doz ve sıklıklarda gerçekleştirilmektedir. Ayrıca yine korona tedbirleri kapsamında, sosyal mesafe uygulamaları da hem hastalar hem de çalışanlar için sıkı sıkıya uygulanmaktadır.

2021 post-korona döneminde “yeni normal” olarak adlandırılan bir süreç başladı. Her ülke kendi koruma tedbirleri ve aşı politikalarıyla bu süreci en az hasar ve kayıp ile geçirmeyi hedefliyor. Yıllardır sağlık sektöründe ulusal ve uluslararası kurumlarda çalışmış ve uzun zamandır da sağlık turizmi danışmanlık şirketi sahibi olarak; değişen dünya düzenini ve elbette sağlık sektörünü ulusal ve uluslararası gelişmeler açısından yakından takip ediyorum.

Koronavirüs tanı ve tedavisinde yapay zekâ teknolojisi kullanılmaya başlanması gibi gelişmeleri de heyecanla izliyorum. Bu teknolojiyle birlikte koronavirüs hastalarının tanısına ve hasta yönetimine yardımcı olan çözüm, diğer ülkelerin yanı sıra Türkiye’de de uygulamaya koyuldu. Yapay zekâ yardımıyla koronavirüs hastalarının daha hızlı tespit edilerek, hasta yatışından yoğun bakıma ve taburcu olmasına kadar olan sürede verimli bir süreç yönetimi yapılması hedefleniyor.

Dijitalleşmenin gücüne sonsuz inanan ve bu konuda akademik çalışmalar yapan biri olarak, uzun süredir sağlık turizminin yanı sıra mobil sağlık, e-sağlık, teletıp konularında derin araştırmalar ve uluslararası çalışmalar ve işbirlikleri yapmaktayım. Yapay zekâ, derin öğrenme, büyük veri analitiği ve sanal gerçekliğin sağlık sektörü ile olan entegrasyonu ve daha birçok heyecan verici gelişme yaşanıyor. 3D yazıcılar ile organ baskısı yapılan, narkozsuz ameliyatlarda hastayı ortamdan uzaklaştırabilmek adına kullanılan sanal gerçeklik gözlükleri kullanılan bir dönemde, cerrahi benzetim, görselleştirme (sanal endoskopi, kolonoskopi), sanal gerçeklik yolu ile uygulanan psikolojik tedavilerin konuşulduğu bir dönemde elbette sağlık turizmi de konvansiyonelden dijitale geçerek oldukça köklü bir değişime uğramıştır.

Sağlık Turizminde Gelenekselden Dijitale Geçiş

2020 yılı başında tüm dünyayı etkisi altına alan ve hala tüm yaşantımızı derinden etkileyen Korona pandemisi, dünya genelinde, dijital araçların ve mecralarının yaşamın her alanında, her zamankinden çok daha fazla kullanıldığı görülmektedir. Bu bağlamda sağlık turizminde de büyük bir değişim ve gelişim süreci yaşanmaktadır. Bu anlamda, konvansiyonel pazarlama yöntemleri ile sadece offline mecraları kullanarak geleneksel sağlık turizmi yapan; dijital altyapısına yatırım yapmamış, teknik altya- pısını oluşturmamış hastaneler ve aracı kurumlar elbette bu dönemde sağlık turizmi konusunda bir gelişme kaydedemeyerek, eski hasta sayılarının ve finansal kazanımlarının oldukça altına düşmüşlerdir.

Eskinin devamı olarak dijital platformlar kullanılmaya ve sağlık bakım hizmetleri arayışında olan hastalarla hastaneleri buluşturmaya devam etmektedir. Klasik offline yöntemler kullanan aracı kurumlar ise teknolojiye ayak uydurmak zorunda kalmışlardır. Artık word-of-mouth, yani ağızdan ağza yayılan hastane, hekim bilgileri ile hasta potansiyeli yaratmak hemen hemen imkânsız hale gelmiştir. Online doktor hizmeti, MSO’nun (medical second opinion- medikal ikinci görüş) direkt hekimden alınışı sağlık turizminin yeni normali haline gelmiştir.

Her şeyden önemlisi, 2020 öncesinde sektörde çalışmalarını önleyemediğimiz, kayıt dışı, merdiven altı çalışan, fatura kesmeyen ve vergi ödemeyen sağlık turizmi simsarları ise bu yeni değişime elbette ayak uyduramayarak, maske ve dezenfektan satışına yönelmiştir. Uluslararası hastaların daha çok güven arayışına girdiği, kaliteye daha fazla önem verdiği yeni normal dönemin en olumlu tarafı da profesyonel olarak sağlık turizmi yapmayan bu kişilerin sektörden silinmesidir.

Özetle, sağlık turizminde kalite arttı ve daha kontrollü bir döneme geçildi. Sağlık Bakanlığımız aldığı kararlar ve önleyici tedbirler ile tüm dünyada korona dönemi sağlık hizmetleri sunumunda daha prestijli bir konuma gelmekle kalmayıp; sağlık turizmi konusunda da her şeyi kayıt altına alarak ülkeye giriş çıkışta test uygulaması ile Covid-19 ve mutant virüs vakalarını yakından takip ederek sağlıkta öncü bir ülke konumuna gelmiştir.

Yeni Normalde Sağlık Sektöründe Ekonomik Daralma ve Etkileri

2020 yılında pandemi sebebiyle küresel ekonomi oldukça sarsıldı. Finansal ve/veya yapısal olarak dayanma gücü yahut hızla dijitalleşme imkânı olmayan pek çok marka zor zamanlar geçirdi. Fakat yeni normale geçişte salgın dönemi, işletmelerin teknolojik anlamda nelere ihtiyaçları olduğunu belirlemelerinde oldukça yol gösterici oldu. Sağlık sektöründe de durum diğer sektörlerden farklı olmadı. Bunun yanı sıra, tarihte eşi benzeri görülmemiş olan korona pandemisi özel hastaneler ve sağlık çalışanlarını çok zor bir sınavdan geçirdi. Mutasyona uğramış virüsler, onların tedavi ve tedbirleri düşünüldüğünde, hala hiçbir sağlık kurumu tam olarak orta ve uzun vadeli öngörülerde bulunamamaktadır.

Online Doktor Konsültasyonları ve Dijital Araçların Kullanımı

Korona salgını, insanları sadece fiziksel ve ruhsal olarak etkilemekle kalmamış, yaşam alışkanlıklarını da fazlasıyla değiştirmiştir. Korona pandemisi nedeniyle uygulanan kısa ve uzun dönemli sokağa çıkma yasakları vb. tedbirler, bireysel ve toplumsal hayatın değişimini de beraberinde getirmiştir. Dünya genelinde, dijital araçların ve mecralarının yaşamın her alanında, her zaman olduğundan çok daha fazla kullanıldığı görülmekte ve yapılan araştırmalarla da ortaya konmaktadır. Bunun sağlık sektöründeki yansımaları da online konsültasyonlar olarak karşımıza çıkmaktadır.

2017 yılında danışmanlık verdiğim büyük bir hastane grubuna telemedicine (teletıp) ve online doktor konsültasyonunun sağlık turizminde çığır açacak bir gelişme olacağının yanı sıra uluslararası hastaların ülke ve hastane tercih aşamasında büyük fark yaratacağını ve bunun için kalite standartları kapsamında online görüşmelerin kayıt altına alınması vb. detaylar için bir çalışma yapmamız gerektiğini belirtmiştim. Zamanın ötesinde görülen bu sağlık turizminde dijital inovasyon projem, o dönemde kabul görmemiş ve ileri bir tarihte tekrar değerlendirmeye bırakılmıştı. Şimdi post-korona döneminde yaşadığımız gelişmeler ışığında tüm özel hastaneler yurt içi ve yurt dışı hastalar için online doktor konsültasyonu hizmeti vermektedir. Bu da bireylerin hastane içinde bulunma gerekliliğini ortadan kaldırmakta ve özellikle yurt dışı hastaların hastane ve doktor tercihlerinde daha hızlı karar vermelerini ve tedavi için hızla aksiyon almalarını sağlamaktadır. Daha önce klasik MSO (medikal ikinci görüş) formlarını sadece tedavi planı ve fiyatlandırma gibi bilgileri yazılı alan hastalar artık hekimlerle yüz yüze görüşerek hızla ikna olmakta ve talepler, online doktor konsültasyonu teknolojisinin kullanımı sayesinde daha yüksek oranda hastaya dönmektedir. Daha önce online doktor konsültasyonuna tepkili olan tüm hastaneler, yeni dönemde gerek yurt içi gerek yurt dışı hastalar için online konsültasyon hizmetlerini sunmaktadır ve doğal olarak online doktor hizmeti alan hasta sayısında da gözle görülür bir artış yaşanmaktadır.

Son olarak, uluslararası online hasta iletişimini uluslararası standartlarda yüksek kalitede, dijitalleşmeye rağmen insan odaklı olarak yapan ve hasta ülkesine döndükten sonra düzenli takip eden ve aynı hastayı geri kazanan ve dahi hasta yakınlarının da referans ile geldiği tüm sağlık kurumlarının, ‘’insan”ı sayısal veri ya da finansal kazanç olarak görmeden, sağlık turizmi çalışmalarının odağına koymalarını ve böylelikle mutlak başarıya ulaşmalarını diliyorum.

2021 sağlık turizmi hedefim ve hayalim, Avrasya Yüksek Öğretim Zirvesinde uluslararası inovasyon, girişimcilik ve teknoloji alanında “2020 Yılın Kadın Girişimcisi” ödülünü alan “Sağlık Turizminde Dijital Dönüşüm” projeme finansal destek ve yatırım alarak, dünyada uygulanmamış bir dijital çalışma ile sağlık turizminde Türkiye’nin ilk üç ülke arasına girmesini sağlamaktır.