Sağlık Profesyonellerinin Dergisi
27 Aralık 2018

Dr. ÖMER GÜZEL
OHSAD YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI

Türkiye’de Sağlık Hizmet Sektörü ile ilgili konuları ele aldığımızda üç ana başlık söz konusu. Kamu Sağlık Kuruluşları, Özel Sağlık Kuruluşları ve Eğitim- Araştırma temelinde sağlık hizmeti sunan Üniversite Tıp Fakülteleri.

Günümüz koşullarında tüm sektöre doktor, hemşire ve sağlık teknisyenleri yetiştiren kamu üniversitelerinin ciddi ekonomik ve sürdürülebilirlik sorunları yaşadığını görüyoruz. Özel vakıf üniversitelerinin ise bilimsel ve eğitsel açıdan başarılarını kanıtlamak için zamana ihtiyaçları var. Özet olarak kamu kökenli tıp fakültelerimizin hem eğitim hem de hizmet kalitesi açısından göreceli olarak nitelik kaybettikleri açıkça görülüyor. Söz konusu kaybın gelecek nesillere faturası yüksek olacaktır.

Kamu sağlık kuruluşları ile özel sağlık kuruluşları arasında çok temel ayrılıklar bulunuyor. Planlama, insan kaynağı, yatırım kaynakları, Sağlık Bakanlığı ve diğer bakanlıkların denetimlerinde farklı uygulamalar ve yaptırımların söz konusu olması sektörün bu iki ana aktörünü farklı konumlarda değerlendirme zorunluluğunu getiriyor.

Kamu ve özel sağlık kuruluşlarının eşit imkanlara sahip olabildikleri bir ortamda hizmet çıktılarının, hastaya ne kadar fayda sağlandığının istatistik verilerle değerlendirmesini yapmak mümkün olacaktır. Bağımsız kurumlara yaptırılmayan ve bilimsel temellere dayanmayan memnuniyet anketleri ile halkın sağlık hizmetlerinden memnuniyet derecesini ölçmek objektif bir yaklaşım değildir.

Sağlık hizmet sektörünün diğer bir alt bileşeni olan özel sağlık kuruluşları Türkiye’de birçok ilklerin yaşanmasına öncülük etmiş, sektörde hizmet çıtasının yükselmesini sağlamıştır. Bypass ameliyatları, organ nakilleri, gamma knife, robotik cerrahi ve benzeri uygulamaların ilkleri hep özel sağlık kuruluşlarında gerçekleşmiştir. Günümüzde kamu hastanelerinin de hizmet kalite çıtasının yükselmesinde özel sektörü önemli rol oynamıştır.

Türkiye’de sağlık sektörünün sorunlarını üç ana başlık altında inceleyebiliriz.
1) Süregelen sorunlar
2) Güncel sorunlar
3) Gelecek öngörüleri

SÜREGELEN SORUNLAR

Sağlık verileri SGK tarafından paylaşılmıyor
• Süregelen sorunların başında ülkemiz adına çok önemli bir kayıp olan sağlık verilerinin SGK tarafından sağlık sektörü ile paylaşılmaması geliyor. Dünya genelinde anonim şekle dönüştürülmüş sağlık verileri ilgili kuruluşlarla paylaşılıyor. Bu çok değerli hazinenin 10 yıldır sektör ile paylaşılmaması, değerlendirilmemesi ülke adına önemli bir kayıp.
• Medulla sisteminin alt yapısını sorgulanması gereken önemli bir sorun olarak görüyoruz.

Özel sektörün tek çaresi banka kredileri oluyor
• SGK kuruluşundan bu güne kadar anlamlı bir değişikliğe uğramayan hizmet ücret tarifesinin uygulanmasında hayat gerçekleri ile bağdaşmayan bir durum söz konusudur. Geçen süre içerisinde, sadece geçen yıl enflasyon oranının yüzde 24’ler de olduğunu ifade etmek bu problemi tanımlamaya yeterlidir. Artan döviz kurları, ithal malzemelerin temininde yaşanan sıkıntılar ve benzerlerini çoğaltabiliriz. Özel sektörün bu tablo karsısında tek çaresi banka kredileri olurken bu da sektöre finansman maliyeti yükünü ek olarak getiriyor.

Günü kurtarmanın ötesinde bakılmalı
• Günümüz dünyasında, diğer ülkelerde SGK Teminat kapsamı kadar geniş bir hizmet verilmesinin örneği yok denecek kadar azdır. Bu yük hem kurumu, hem bütçeyi, hem de özel sektörü zorlayan bir faktördür. Kalp ameliyatı, kanser tedavisi gibi emek yoğun ve yüksek maliyetli işlemlerden fark alınmaması özel sektörün yükünü artırıyor. Bir noktadan sonra bu hizmetler verilemez hale geliyor. Bu günü kurtarmaktan ötesine bakılmalıdır.

2.basamak değil 1.basamak etkin olmalı
• Birinci basamak sağlık hizmetlerinin yaygın ve etkin hale gelmemiş olmasından kaynaklanan nedenlerle hastanın 2. basamak hizmet sunan sağlık kuruluşlarında sorununa çözüm araması hizmetin tekrarlı biçimde fazla kullanımına, gereksiz, ilaç ve tetkiklerin yapılmasına sebep oluyor. Birinci basamak sağlık hizmetlerinin etkin hale getiril mesi gerekiyor.
• Kamu sağlık kuruluşlarının ödeme kurumu SGK dışında genel bütçeden aldığı önemli mali gelirleri mevcuttur. Yatırım konusunda da farklı çözümler söz konusu oluyor. Bu nedenle sağlık sektöründe kamu ve özel sektör payları hesaplanırken istatistiklere yansımayan gerçekler mevcuttur.

Özellikli hizmetlerde özel sektör önde
• Özel sağlık kuruluşlarının genel istatistik veriler içerisinde hizmet sunum oranı yüzde 25-27 düzeyinde olmakla birlikte özellikli ve komplikasyon olasılığı yüksek tıbbi hizmetlerde özel sektörün payı yüzde 50’nin üzerine çıkıyor. Bu veriler özel sağlık kuruluşlarının sağlık sektörü içerisindeki önemli rolünü ortaya koyuyor.

Çifte standart uygulanıyor
• Sağlık Bakanlığı’nın 2008 yılından beri devam eden planlama uygulamasının özel sektöre bir yaptırım olmanın dışında ülkeye hangi somut faydayı sağladığını bu güne kadar öğrenemedik. Şehir hastaneleri ile kamu hizmet kurumlarının yenilenmesi, yeni teknolojilerle donatılması bu kapsam dışında kaldı. Kamu özel sektör arasında yaşanan bir başka çifte standart örneğidir.

GÜNCEL SORUNLAR

Diğer sektörlere tanınan kolaylıklar sağlığa da tanınmalı
• Özel sağlık yataklı ve ayaktan teşhis kurumlarının geçmişten gelen sorunları devam etmekle birlikte yaşanan birçok güncel sorunlar vardır.
• Öncelikli olarak ülkenin içerisinde bulunduğu ekonomik koşullar nedeniyle girdilerinin önemli bir kısmı ithal ürünlere dayanan sağlık sektörü artan maliyetlerini karşılamakta güçlük çekiyor.
• Finansal sıkıntı içerisinde olan özel sağlık sektörü borçlanıyor ve yüksek kredi faizleri yükü altına giriyor. Pek çok özel sağlık kuruluşu için bu durum sürdürülebilir nitelikte değildir.
• Sanayi kuruluşlarına ve diğer sektörlere tanınan finansal ve vergisel kolaylıklar insan yaşamı için en kritik sektör olan sağlığa da tanınmalıdır.
• Sanayi kuruluşlarına tanınan teşvikler hizmet sektörü olan sağlığa tanınmıyor. Sağlık sektörünün de Ar-Ge ve inovasyon açısından birçok çalışmaları bulunuyor. Fakat mevzuat da yeri bulunmuyor.
• Mevcut ekonomik koşulların sürmesi durumunda diğer sektörlerde olduğu gibi sağlık kuruluşlarının kapanışı veya konsolidasyona gitmeleri kaçınılmaz hale gelecektir.

Maliyet temelli fiyat tarifesi bulunmuyor
• Maliyet temelli SGK fiyat tarifesi olmaması ve maliyetlerle hizmet fiyatları arasındaki makasın açılması hastayı ve özel sağlık kuruluşlarını zora sokuyor.
• Sürekli mevzuat değişiklikleri ile doktor ve diğer sağlık personeli teminindeki güçlükler giderek artıyor.
• Hasta yakınlarının sektör çalışanlarına uyguladıkları şiddet konusunda caydırıcı cezaların artırılması önemli olmakla birlikte toplumun bu konuda eğitileceği programlarla geniş kitlelere ulaşılmalı ve önleyici, caydırıcı tedbirler artırılmalı.
• Sağlık Bakanlığı’ndaki işleyişi tıkayan bürokratik engellerin günün şartlarına uygun biçimde iyileştirilmesine ihtiyaç vardır.
• Tamamlayıcı sağlık sigortası uygulamasına kalıcı çözüm getirilmesi gerekiyor.

GELECEK ÖNGÖRÜLERİ

Hizmete ücret ödeme modeli yerine değer temelli ödeme
• Gelecek diye öngördüğümüz gelişmeler çok hızlı bir şekilde hayatımıza giriyor.
• Geleceğin sağlık hizmeti ve sağlık kuruluşlarının yapısı kesinlikle bu gün bildiğimiz şekilde olmayacak. Bu konuda sektörün önemli aktörleri uluslararası kongreler düzenleyerek deneyim paylaşımları yapmalıdır.
• Robotlar şimdiden birçok hizmet branşında kullanılmaya başlandı.
• Yapay Zeka, Big Data gibi kavramları hayatımıza katmak zorundayız. Aksi takdirde bu konuda gelişme sağlayan kurumların karşısında bu gün bildikleri şekilde hizmet sunan kuruluşlar var lıklarını sürdüremeyeceklerdir.
• Dünya genelinde sağlık sektöründe hizmete ücret ödeme modelinin yerini değer temelli ödeme sistemi alıyor. Ülkemizde de bu konuda ciddi çalışmalar başlatılmalıdır. “Suyu getiren ile testiyi kıran bir tutulmamalıdır.”
• SGK ve özel sağlık sigortacılığında “Üçüncü Taraf Bağımsız Provizyon Kuruluşları”na ihtiyaç vardır. Hizmet süresinin, etkinliğinin ve fatura kontrol sürecinin günün koşullarına uygun hale gelmesi için bir zorunluluktur.
• Tedarikçilerle hizmet sunucu kuruluşların stratejik ortaklık anlayışıyla hizmet üretmeleri kaçınılmaz olacaktır.
• Yaşlanan nüfus ve kronik hastalıklar nedeniyle sağlık harcamaları kaçınılmaz bir biçimde artacaktır.

Son söz olarak ülkemizde sağlık sektörüyle ilgili sorunlar saymakla bitmeyecek kadar çoktur. Detayları birçok platformlarda bakanlıklar ve yetkili otoriteler nezdinde paylaşılmıştır. Temel sorunumuz öncelikli konulara odaklanamamaktan kaynaklanıyor. Sürekli detay konuların çözümüyle uğraşılıyor ve temel problemleri çözmeye vakit buluna mıyor.

Mevcut sorunlarımıza temel çözümler getirmeyip geleceğin öngörülerini hayata geçiremediğimiz takdirde sağlık sektörün de yaşanacak krizlerin bedelini ülke olarak ödemek zorunda kalacağız.