Sağlık Profesyonellerinin Dergisi
8 Mart 2022

OĞUZ ENGİZ
Sağlık Gönüllüleri-Türkiye Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı

Nüfus hızla artıyor, yaşlanıyor, sağlık ihtiyaçları artıyor ve karmaşıklaşıyor, sağlık hizmetlerine ulaşımın kolaylaşması ile hekime/sağlık kuruluşuna başvuru artıyor, tıbbi teknoloji ve ilaçtaki gelişme ile sağlık hizmetlerinin maliyetlerinde ciddi artışlar gözlemleniyor. Halk sağlığı konularına yeterince bütçe ayrılmaması, sağlığı geliştirici faaliyetlerin olmaması, koruyucu hekimliğin nerdeyse unutulmuş olması, birinci basamak hizmetlerin henüz oturmamış olması, sevk zincirinin kurulamaması ve kapsamlı sağlık hizmetinin sadece büyük şehirlerde verilebiliyor olması sonucunda halk büyükşehirlerdeki hastanelere akın etmektedir.

Büyük şehirlerdeki kamu hastaneleri taşradan gelen hastalar ile dolup taşarken, sıra beklemeden daha nitelikli sağlık hizmeti arayışı içinde olan şehirli nüfus da ulaşabilme gücünün olduğu özel sağlık kuruluşlarını tercih etmektedir. Özel sağlık kuruluşları da gerek kâr beklentisi gerekse de artan maliyetleri karşılama zorunluluğu karşısında hastalardan SGK’dan aldıkları tutarın çok üstünde yüksek fark tutarları talep etmektedirler.

Zaman içinde kendisini artan sağlık hizmeti maliyetleri karşısında güvence altına almak isteyen kesimler tamamlayıcı sağlık sigortası edinme yoluna gitmişlerdir. Tıpkı daha yüksek ücretler ödeyerek özel sağlık sigortası poliçesi satın alan kişi/kuruluşlar gibi tamamlayıcı sağlık sigortası edinen kişi/ kuruluşların sayılarında da önemli artışlar gözlemlenmiştir.

Ancak ne var ki özel sağlık sigortası (tamamlayıcı da dahil olmak üzere) edinen kişi sayısı toplam nüfus içinde %5’i geçmemektedir. Bu durum vatandaşların sigorta bilincine henüz kavuşmamış olmasının yanı sıra bu alanda devletin de henüz bir inisiyatif ya da teşvik yaratmamış olmasındadır. Sağlık sigortacılığının gelişmemesi neticesinde sağlık hizmetlerinin kullanımı sırasında vatandaşlar ceplerinden önemli miktarda bir parayı sağlık kuruluşlarında nakit olarak ödemek durumunda kalmaktadırlar. Oysa biz biliyoruz ki Avrupa Birliği üye ülkeleri içinde sağlık kuruluşlarında cepten para ödenmesi çok nadir ve özel koşullarla sınırlı bir durumdur. Ülkemiz için vahim olan durum ise sağlık için cepten yapılan ödemelerin her geçen yıl önemli oranda artıyor olmasıdır.

Sürdürülebilir bir sağlık sistemi ve ulaşılabilir nitelikli sağlık hizmeti için ülkemizde de batı standartlarında bir ek ya da tamamlayıcı sağlık sigortası modeli uygulamaya geçirilmelidir.


Avustralya’daki Medibank örneği aslında bizlere ilham verebilecek bir modeldir. Bu modelin ülkemize adaptasyonu ve geliştirilmesi ile ortaya çıkacak olumlu gelişmeleri şu şekilde özetleyebiliriz.

  1. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sağladığı sağlık güvencesine ek olarak özel sağlık kuruluşlarından hiçbir ek ücret ödemeden faydalanmayı sağlayacak ve ülke genelinde yaygın kullanılacak bir tamamlayıcı ya da ek sağlık sigortası poliçesi.
  2. T.C. Hazine’sinin ortağı olacağı ve Türkiye’de faaliyette bulunan tüm özel sağlık sigortacılığı yapan şirketlerin ortak olabileceği bir özel sigorta şirketi (Medibank Türkiye).
  3. Yeni sigorta için devletin prim (kamu çalışanları için) ve vergi indirimi (özel sektör çalışanları için) teşviği sunması. Bu yolla yaklaşık 25 milyon vatandaşın sigortalanması mümkün olacaktır.
  4. SGK ile eşgüdümlü ve ortak bilgi teknolojisi ağı üzerinden takip edilebilen bir yapı.
  5. Tüm ülke genelinde SGK ve ek/tamamlayıcı sigorta hasarlarının tek bir platformda incelenmesi ve fatura kontrolünün sağlanması.
  6. Yeni kurulacak Sigorta Şirketi’nin hastalıkların oluşmadan engellenmesi, sağlığın geliştirilmesi ve koyucu hekimliğin ön plana çıkarılacağı teknolojik platformlar ile iletişim ve hizmet sunum ağına sahip olması.
  7. Hızla artan sağlık hizmeti maliyetlerinin kontrol altına alınması, gereksiz tüketimin önlenmesi ve hepsinden önemlisi kişilerin sağlıklarının korunmasına odaklı bir sigortacılık anlayışının oturtulması.
  8. Türkiye için sürdürülebilir bir sağlık hizmet sunumu ve sağlık sigortacılığı için gerekli tüm ‘know how’ın üretildiği bir platform oluşumu.
  9. Önümüzdeki on yıllarda nüfus artışına bağlı artacak yeni sağlık kuruluşu ihtiyacının da rasyonel temellere oturması sağlanmış olacaktır.
  10. Son olarak ülke ekonomisinin gelişiminin çok üstünde bir bonkörlükte seyreden sağlık harcamalarının sürdürülebilir finansmanı için de eşsiz bir fırsat olacaktır bu önerilen yapı.

Medibank-Türkiye için sağlık sigortacılığı ve sağlık hizmet sunum sistemlerimizin hazır olduğuna eminim sadece devletin bu konuda cesur bir adım atması gerekiyor. Bu adım sonrasında sağlık sigortacılık sistemimiz ve sağlık hizmet sunum sistemimiz için birçok şey garantilenmiş olacak. Vatandaşlarımız sağlık kuruluşuna her gittiklerinde cüzdanlarına uzanmayacak (katkı payları hariç), medeni ülkelerde olduğu gibi sağlık hizmetleri için sigorta kuruluşları ödeme yapacak. Sağlık sigorta sistemi artık vatandaşların sağlıklarını korumaları için daha fazla kafa yoracak ve daha fazla kaynak ayıracak (önemli tasarrufların yanında çok düşük kalacak miktarlar) ve hepsinden önemlisi çok daha sağlıklı bir toplum olma yolunda çok önemli bir adım atılmış olacaktır.