Sağlık Profesyonellerinin Dergisi
4 Kasım 2019

Dr. İSMAİL BOZKURT
Amerikan Hastanesi Başhekimi

Vehbi Koç Vakfı Sağlık Kuruluşları çatısı altında yer alan Amerikan Hastanesi, çevre dostu bina sertifikasyon sistemi olan “LEED EBOM (Existing Building: Operations and Maintenance) Platinum” sertifikasının sahibi oldu. Amerikan Hastanesi, “LEED EBOM Platinum” sertifikası alan Türkiye’de ilk ve tek, dünyada ise bu kapsamdaki en büyük alana sahip tam teşekküllü hizmet veren ilk hastane oldu. Amerikan Hastanesi Başhekimi Dr. İsmail Bozkurt hospitalmanager Dergisi’nin sorularını yanıtladı. Dr. Bozkurt: “Çalışmalara 2014 yılında başladık 2019 Ocak ayında sertifikamızı aldık” dedi ve ekledi: “Hastanemizde tasarruf sağlayıcı projeler sayesinde bina içinde tüketilen su kullanımı yüzde 50 azaldı. Enerji performans değeri yüzde 90’ın üzerinde olan hastanede, enerji tüketiminde kayıpların izlenebilmesi ve performansın sürekli artırılabilmesi için bina enerji izleme altyapısı kuruldu.”

H.M: “LEED EBOM” sertifikasyon sürecinde hastane içinde nasıl bir organizasyon yapıldı? Ne kadar sürede ne gibi çalışmalarla bu başarı elde edildi?

İ.B: Başhekimlik, Sürekli Kalite Geliştirme, Bakım Onarım, Kat Hizmetleri, Satınalma, Bilgi Teknolojileri ve Klinik Mühendisliği bölümlerinden oluşan bir çalışma grubu oluşturuldu. Danışman firma ile anlaşıldı ve bilgilendirmeler yapıldı. Öncelikle bir ön değerlendirme yapılarak hastanenin mevcut durumdaki performansı tespit edildi. Bu tespite göre hangi alanların iyileştirilebileceği ve bu iyileştirmeler için alınacak aksiyonlar belirlendi. Hastanenin enerji performansını ölçmek ve hangi alanların iyileştirmeye açık olduğunun belirlenmesi için enerji etüdü yaptırıldı. Böylece ısı kaçakları, fazla enerji tüketimi olan alanlara yönelik iyileştirme planları yapıldı. Hastanenin en üst katlarındaki tüm teras zeminlerinin rengi boyanarak koyu kahverengi renkten açık gri renge çevrildi. Böylece binaya gelen güneş ışınlarının geri yansıtılması sağlandı. Bu kapsamda binanın soğutma yükü azaltıldı. Yeşil satınalma sürecini satınalma politikası olarak belirlemek için çalışmalara başlandı. Atık yönetimi konusunda sıfır atık kapsamında iyileştirmeler planlandı, geri kazanımı yapılabilecek atıklar için geri kazanım firma arayışına gidildi. Çalışanlar ve hastaları kapsayacak bir konfor anketi ve çalışanların ulaşım kaynaklı karbon ayak izi hesabı için ulaşım anketleri yapıldı.

Çalışmalar 2014 yılı başında başlayarak, ilk yıl durum tespiti ve iyileştirme çalışmalarıyla ilgili proje planlarının oluşturulması ve araştırmayla geçti. Sonrasında büyük bir yönetim desteği ile çalışmalar hayata geçirilmeye başlandı. 2018 yılında planlanan tüm iyileştirme adımları tamamlanmış oldu. Sonrasında tüm yapılan iyileştirme çalışmaları ve LEED EBOM sertifikasyon gerekliliklerinin sağlandığına dair kanıt doküman, sözleşme, prosedür, fatura, fotoğraf vb. kayıtlar ABD Yeşil Bina Konseyi’ne (USGBC) gönderildi. Kanıtların incelenmesi ve doğruluklarının teyidi sonucunda 2019 yılı Ocak ayında “LEED EBOM” Platinum Sertifikası almaya hak kazanıldı.

H.M: Bu sürece hastanede en çok hangi alanda çalışanların katkısı oldu? Nasıl ilerlendi?

İ.B: Sürekli Kalite Geliştirme Bölümü organizasyonunda yoğunluklu olarak Bakım Onarım, Satınalma, Kat Hizmetleri, Bilgi Teknolojileri ve Klinik Mühendisliği bölümlerinin işbirliği çerçevesinde yürütüldü. Yeşil Bina olmak için enerji ve suyun kullanımına dikkat edilmesi, bu kullanımlarda azaltım sağlamak ve binanın performansını artırmak gibi çalışmalar yapılması gerekti. Mevcutta işleyen bir hastane için bu çalışmaların organizasyonu ve tamamlanması zorlu bir süreçti. Sonucunda ise Hastanemizin 100 tam puan ile Energy Star belgesi alabilecek duruma getirilmesinde bakım onarım bölümümüzün katkısı çok olmuştur.

H.M: Günümüzde hastaneler enerji yönetimi ve tasarrufu adına geçmişe göre ne gibi farklı çalışmalar yapıyorlar? Bu çalışmalar yeterli mi? Yeterli değilse, neden yeterli değil?

İ.B: Akıllı bina teknolojileri sayesinde enerji yönetimi daha kolay ve doğru şekilde yapılmaya başlandı. Binalarda kullanılan enerjinin hangi alanlarda, ne miktarda tüketildiğinin tespit edilebilir olması sayesinde tasarruf edilebilecek noktalara yoğunlaşarak, enerji yönetiminde kolaylık sağlanıyor. Bina genelindeki otomasyon sistemleri (havalandırma, ısıtma-soğutma, elektrik, su, aydınlatma, ameliyathane) sayesinde de işletmedeki enerji sürekliliğinin kesintiye uğraması minimum düzeyde tutuluyor. Ülkemizde Sağlık Bakanlığı tarafından LEED® for Healthcare sertifikasyonu 200 ve üzeri yatak sayısına ait yeni yapılan hastanelerde bir zorunluluk haline getirildi. Gelecekte bu yaklaşımın mevcut hastanelerde de gerçekleşmesi önemli bir adım olacaktır.

H.M: Tasarrufun hastane çalışanları ve hastalara nasıl bir dönüşü olacak?

İ.B: Yeşil binalarda standart bir binaya göre; sağlıklı iç ortam hava kalitesi, iç ortam kirletici kaynaklarının giderilmesi, azaltılması, ısıl konforu, hasta, hasta yakını ve çalışanların dış ortamla bağlantı kurması, doğal aydınlatmadan yararlanma ve gürültünün azaltılması sağlanır. Aynı zamanda, sigara içme yasağı politikası dahilinde, sigara içilen alanlar sadece iç mekanla sınırlanmayıp, dış mekanda da hasta odalarını etkilemeyecek bir alan dışına kadar çekilir. Sürdürülebilir tedarik zinciri uygulamasıyla mobilyadan inşaat malzemesine, elektrikli cihazlardan temizlik ekipmanlarına kadar, yeşil satınalma prensiplerine uygun olarak hastane dizaynı ile insan ve çevre sağlığına uygun bir ortam hazırlanır, entegre atık yönetimiyle atıkların etkin olarak yönetimi sayesinde hijyenik ortamın devamlılığı sağlanır. Yeşil binalardaki bu tür iyileştirmeler sonucunda, çalışan verimliliğinde artış ve iç hava kalitesi ve aydınlatması iyileştirilmiş hastanelerde taburcu süresinin kısalması bekleniyor.

H.M: Tasarrufun çevreye katkısı hakkında neler söyleyebilirsiniz?

İ.B: Sürekli gelişim prensibi ve çevre sorumluluğu bilincini kurumsal kültürünün bir parçası haline getiren Amerikan Hastanesi, “LEED EBOM” sertifikasyon sürecinde enerji performans endeksini esas alan EPA Energy Star’da 100 tam puan skoruna sahip oldu. Bu kapsamda daha az elektrik, doğalgaz ve su tüketimiyle doğal kaynakların korunmasına da katkı sağlıyor.

H.M: Bu tür sertifikasyonların artmasının Türkiye ekonomisine katkısı ne olacak?

İ.B: Kanıta dayalı puanlandırma sistemiyle çevresel performansın iyileştirilmesini ve sürdürülebilir hale getirilmesini sağlayan “Yeşil Bina” sertifikasyon sistemlerine sahip hastaneler, kaliteli sağlık hizmetinin kaliteli bir ortamda verilebileceği bilincini taşıyan hastalar tarafından tercih ediliyor. Yeşil Bina sertifikası almaya hak kazanmak, sağlık turizmi açısından yoğun talep alan Türkiye’de de sağlık kuruluşlarının enerji yüklerinin azalmasını, kaliteli hizmet verilmesini ve hasta, çalışan ve kamu memnuniyetini artıran etkenlerdir.