Sağlık Profesyonellerinin Dergisi
1 Aralık 2021

VOLKAN UYANIK
Cordamed Biomedikal Mühendislik
Yönetim Kurulu Başkanı

Dünyanın en köklü robotik cerrahi sistemi olan Da Vinci’nin ülkemizdeki temsilciliğini Cordamed Biomedikal Mühendislik yürütüyor. Da Vinci Robotik Cerrahinin 25 yıllık serüveninin, bu süre içinde hayata geçirilen 4 jenerasyonun ve bu jenerasyonlarla birlikte gelen bilgi birikiminin ülkemize ve insanlarımıza sağladığı yararın gururunu yaşayan Cordamed Yönetim Kurulu Başkanı Volkan Uyanık, sistemin geldiği son durumu, herkes tarafından tercih edilme sebeplerini ve ulaşılabilirliğini hospitalmanager ile paylaştı.

H.M: Bize yenilikçi (inovatif) yüksek teknolojili cihazlarınızdan bahsedebilir misiniz?

V.U: Da Vinci Robotik Cerrahi Sistemleri cerrahinin birçok alanında kullanılmaktadır. Sistem ile üç boyutlu, yüksek çözünürlüklü ve 16 kat büyütülerek elde edilen ve her iki göz için ayrı ayrı kanallardan hekimin gözüne ulaşan gerçek üç boyutlu görüntü sayesinde onkolojik cerrahide, sinir koruyucu cerrahide ya da lenfadenektomi yapılan hastalarda daha hassas diseksiyona imkân tanırken aynı zamanda daha iyi kanama kontrolü ile ameliyatın uygulanabilirliği kolaylaştırılabilmektedir. 540 derecelik hareket kabiliyetine sahip bilekli enstrümanlar aracılığı ile cerrahın çıplak eliyle ulaşamayacağı bölgelere rahatlıkla ulaşıp gerekli müdahaleleri yapabilmesini sağlarken el titremesinin de önüne geçerek oluşabilecek komplikasyonların riskini azaltır. Yapılan kesilerin 8 mm olmasından dolayı hastalarda daha az yara izi, daha az ameliyat yeri kesi enfeksiyonu, kısa sürede iyileşme ve hastanede daha az kalış süresi avantajı sunmaktadır. Ayrıca Da Vinci Robotik Cerrahi Sistemine ait olan trokarların üzerindeki “Remote Center” teknolojisi ile hastada yapılacak minimal kesiler daha az ağrıya sebep olur. Küçük kesiler ile yapılan, minimal invaziv bir cerrahi teknik olması sayesinde hastanın operasyon sonrası karın içi yapışıklığının daha az olmasını ve gündelik hayata daha kısa süre içerisinde dönmesini sağlar. Hastanın hayata kısa sürede dönmesinin başka bir avantajı ise kemoterapi gibi hastalığına ek olarak başka bir tedavi görmesi gerektiği durumlarda bu tedavilere daha hızlı başlayabilmesinin mümkün olmasıdır.

25 yıl önce geliştirilmeye başlanan 1. jenerasyon Da Vinci robotunda yukarıda belirtilen tüm özellikler mevcuttu. Yıllar içerisinde ileri teknolojik enstrümanlar ve görüntüleme sistemleri Da Vinci robotuna entegre edilerek daha radikal ameliyatların da minimal invaziv olarak yapılabilmesi mümkün hale gelmiştir. Bunlar görüntülemede kızılötesi ışıklı Firefly kamera ve IRIS teknolojileri, enstrümantasyonda SureForm Akıllı Stapler, SynchroSeal ve Vessel Sealer damar kapama enerji sistemleri olmuştur:

  • 4. jenerasyon Da Vinci X ve Xi sistemlerinde standart olan Firefly floresans görüntüleme (kızılötesi ışık) sayesinde damar ve mikro damarlardaki kan akışı, doku ve organ perfüzyonu görüntülenebilmektedir. Lenfatik sistem ve lenf nodlarının görüntülenmesinde kullanılarak daha fazla lenf nodu diseksiyonu yapılmasına da olanak sağlamaktadır. Genel cerrahi ameliyatlarında safra yollarının ve karaciğer tümörlerinin ayırt edilmesinde, kolorektal cerrahide de kolon beslenmesinin değerlendirilmesinde kullanılır. Rahim içi ve rahim ağzı kanserlerinde kanserin yayıldığı sentinel lenf nodunu göstererek ameliyat sırasında cerrahi kararlarda kılavuzluk eder.

  • IRIS görüntüleme teknolojisi ise bir kılavuz sistemidir. Ameliyat öncesinde hastaların tomografi ve MR görüntülerini işleyip, organ ve organ ile ilişkili damarların 3 boyutlu bir modelinin oluşturulmasını sağlayarak ameliyat sırasında cerraha kılavuzluk eder. IRIS teknolojisi ile merkezi bilgisayarlarda yer alan tomografi görüntüleri aksiyon alınabilir halde cerraha taşınmaktadır ve bu Da Vinci ile mümkündür.

  • Akıllı Stapler teknolojisi Sureform ile saniyede 1.000 den fazla ölçüm yapılarak ameliyat sırasında hekime doku kalınlığına dair geri bildirim yapılmakta ve uygun kalınlıkta olmayan dokuların kesilmesi önlenerek ameliyat sonrasındaki komplikasyon riski düşürülebilmektedir. Ayrıca Sureform akıllı stapler teknolojisinin farklı boy ve farklı uç yapılarında olması hem doku hem de damar için uygun seçeneklerde olmasını beraberinde getiriyor.

  • Da Vinci Robotik Cerrahi Sistemine entegre olan SynchroSeal ve Vessel Sealer damar mühürleme enerji sistemlerinin, kısa kesi süresi ve az ısı yayılımı özellikleri sayesinde çevre dokulara etkisi minimumdur. Bu sayede ameliyat türüne göre idrar, dışkılama fonksiyonları ve cinsel fonksiyonların olumsuz etkilenmemesi için gereken sinirlerin korunması mümkün olur.


H.M: Hastane yönetimlerinin/ klinisyenlerinin Da Vinci’yi tercih etmelerindeki belirleyici unsurlar nelerdir?

V.U: 25 yıl, 4 jenerasyon ve bunun bilgi birikimi; Da Vinci Robotik Cerrahi Sistemleri geliştirilmeye başlandığı zamandan bugüne tam 4 jenerasyon gelişti. Bu gelişim elbette kullanıcıların daha güncel ihtiyaçlarını dikkate alarak ve daha yüksek teknolojiye erişimlerini mümkün kılarak oldu. Da Vinci robotunun üstün teknolojisinin klinik sonuçlara yansıması ve çok daha fazla hastayı minimal invaziv cerrahinin nimetlerinden yararlanabilir hale getirmesi hiç şüphesiz cerrahların bu robotu tercih etmelerindeki birinci sebep. Bununla birlikte robota adaptasyonu çok daha hızlı hale getiren etkili bir eğitim ve öğretim süreci, neredeyse her cerrahi alanın ihtiyacını karşılayabilecek enstrüman çeşitliliği ve kesintisiz bakım/servis hizmetleri de hem hastane yönetimlerinin hem cerrahların Da Vinci robotunu tercih etmelerindeki en büyük nedenler oldu.

Eğitim

Cerrahlar yurt içi ve yurt dışındaki yaygın eğitim ağı sayesinde robot eğitimlerini etkin bir şekilde tamamlayıp Da Vinci robotu ile çok zor ameliyatların üstesinden yetkinlikle gelebilmekteler. Pandemi koşullarında bile eğitimler kesintisiz sürmüş olup, Acıbadem Üniversitesi CASE Eğitim Merkezi’ne Rusya ve Dubai’den bu eğitimleri almak için gelen cerrahlar olmuştur. Bu zorlu pandemi döneminde bu kadar yüksek güvenlikli ortamı ve gelişmiş imkânları sunan ve ülkemize yurtdışından eğitim için gelen hekimlere üreticimiz ile akredite bir şekilde eğitim imkânı sağlayan tüm Acıbadem Üniversitesi CASE Eğitim Merkezi yetkililerine ayrıca teşekkür ederiz.

Eğitim sürecinin diğer önemli parçalarından bahsedeceksek bunlar şüphesiz SimNow simülatörü ve çift cerrah konsolu teknolojileri olacaktır. Hekimlerin aldıkları eğitim öncesi ve sonrası robotik cerrahiye adaptasyonunu hızlandıran bu simülasyon ve çift konsol teknolojilerinin var olması hem bu adaptasyon sürecini kısaltmakta hem de sürekli bir gelişim kaydetmeleri yönünde hekimlere yardımcı olmaktadır:

  • SimNow Simülatörü, gerçek cerrah konsolunun arkasına bağlanarak kullanılabilen taşınabilir bir bileşendir. Cerrah konsolunun ameliyat sırasında kullanımı harici herhangi bir zamanda kolayca kurulabilen bu simülatör ile cerrah dilediği zaman kendi başına çalışma imkânı bulmakta, böylece hem teknolojiye adaptasyon süresini kısaltabilmekte hem de el becerilerini geliştirebilmektedir. Birinci nesil simülatörlerde sadece el becerilerini geliştirmeye yönelik egzersizler varken yıllar içerisinde gelişen teknoloji sayesinde yeni nesil SimNow simülatörlerde bazı ameliyatların gerçek doku özelliklerine ve birebir anatomiye çok yakın bir şekilde simüle edilebilmesi mümkün olmuştur. Bu sayede cerrahlar el becerilerinin yanında cerrahi becerilerini de bu simülatör ile geliştirme fırsatı bulmuştur. Şu anda ikinci nesil simülatörde 65’ten fazla beceri egzersizi ve farklı branşlarda 6 tane temel ameliyat (histerektomi, prostatektomi, lobektomi, sağ hemikolektomi ve inguinal fıtık) tanımlanmış durumdadır. Simülatörün sistemle entegrasyonu sayesinde cerrahlar kendileri için kişiselleştirilmiş eğitim programı tanımlayabilmekte, sistemden gelen geri bildirimler ile el becerilerini geliştirebilmekte ve bu sayede çok kısa sürede çok daha başarılı ameliyatlar yapabilmektedir.

  • Da Vinci Çift Konsol, cerrah konsolu ile birlikte kullanılabilen ikinci bir cerrah konsoludur. İkinci konsol sayesinde robotik cerrahi eğitimini yeni tamamlamış, öğrenme evresindeki cerrahların ameliyatı daha güvenli bir şekilde gerçekleştirebilmesi için deneyimli bir robotik cerrahi hekimin ona destek olmasına olanak sağlar. İkinci konsol sayesinde iki hekim robotun üzerinde bulunan 4 kolu birlikte kontrol ederek cerrahi işlemler yapabilmektedir. Bu dört koldan hangilerinin kontrol edileceği hekimler tarafından belirlenmekte, bazen yeni başlayan hekim her dört kolu kontrol ederken deneyimli hekim ekranda çıkan sanal belirteçlerle yeni başlayan hekime yardımcı olabilmektedir. Öğrenme aşamasındaki cerrahlar bu sayede tek konsol üzerinden pasif bir gözlemci olmak yerine ameliyatın farklı adımlarında farklı kolları kontrol ederek öğrenme süreçlerini daha güvenli ve daha hızlı bir şekilde tamamlayabilmektedir.

Başarıyla Tamamlanan Fazlar ve Servis Ağı

Da Vinci robotunun önemi ancak 25 yıllık geçmişi, 4. jenerasyon Da Vinci X ve Xi’lerin şu anda hastanelerde yerlerini almış olması ve başarı ile tamamlamış olduğu fazlarla ölçülebilir.

4. jenerasyon Da Vinci robotları aşağıda belirtilen tüm bu fazları başarıyla aşmış bulunmaktadır. Sistemin FDA onaylarından sonra yapılan tüm bilimsel çalışmalarda Da Vinci robotun klinik kanıtları ortaya konmuş, satış ve servis ağı yeterliliği tüm kullanıcılar tarafından kabul görmüştür. Ülkemizde de Da Vinci robotunun üretici firması Intuitive’e ait iki saha mühendisi yerleşik olarak çalışmakta, 7/24 servis, bakım ve yedek parça tedarikiyle kullanıcılara hizmet vermekteler. Da Vinci robotlarında bulunan internet altyapısı sayesinde saha mühendislerimiz sistemleri düzenli olarak kontrol etmekte ve herhangi bir arıza olmadan önce bile sistemde oluşabilecek hataları yazılımsal olarak gözlemleyip gerekli müdahaleleri yapmaktalar. Bu sayede tüm kullanıcılara %98 çalışma zamanı garantisi sağlamaktayız.

Da Vinci Robotik Cerrahi Sistemlerinin 25 yıllık gelişimi hiç şüphesiz hastalar, hekimler ve hastaneler için ekonomik olarak da büyük avantajlar sağlamasıyla mümkün oldu. Tamamlanmış 4 fazın hepsinde de ekonomik olarak kabul görmesi hem hastalara daha iyi bir ameliyat imkânı sunmasıyla hem de hastane masraflarının azalmasıyla mümkün olmaktadır.

Cordamed Biomedikal Mühendislik olarak bizler de Da Vinci robotunun tüm bu avantajlarını daha görünür kılmak için çalışıyoruz ve yukarda saymış olduğumuz tüm bu sebeplerle hastane yönetimleri tarafından kabul görüyoruz.


H.M: Cihazların satış aşamasında farklı alıcılara sunduğunuz farklı finansman imkânlarından bahseder misiniz?

V.U: Robotik cerrahi sistemlerinin dünyadaki ilk örneği olan Da Vinci Robotik Cerrahi Sistemleri; 25 yıllık tecrübesi ve sürekli geliştirdiği teknolojisi sayesinde müşterilerine farklı finansman/bütçe seçenekleri ile aynı cerrahi sonuca ulaşılabilecekleri sistem (fiyat) opsiyonlarını da beraberinde sunmaktadır. 4. jenerasyon ürün portföyünde yer alan Da Vinci X ve Da Vinci Xi modelleri modüler sistemler olup, talep edildiği takdirde bir üst sisteme geçiş avantajına da sahiptir.

4. jenerasyon sistemlerle kullanılan enstrümanların kullanım ömrünün uzatılmasıyla vaka bazında da maliyetler düşürülmüş ve robotik cerrahi ile yapılan ameliyatlar hastalar tarafından tercih edilebilir ve öncelikli hale gelmiştir.

2021 yılında Türkiye pazarında lansmanını gerçekleştirdiğimiz ‘bütçe dostu’ Da Vinci X Robotik Cerrahi Sistemi ile, teknolojimizi daha fazla merkezde daha fazla hasta ile buluşturabilme imkânına sahip olduk.

Cordamed Biomedikal Mühendislik A.Ş. olarak Da Vinci X Robotik Cerrahi Sisteminin lansmanı sayesinde, Da Vinci Xi Robotik Cerrahi Sistemi ile sunduğumuz teknoloji ve bunun sonucunda elde edilen faydayı; sağlık sektörüne, teknolojisine, cerrahların gelişimine ve sonuç olarak hastalara yansıyan tüm olumlu sonuçlar açısından değerlendirdiğimizde; aynı katma değeri daha düşük maliyetle sunabilmenin, dolayısıyla da ülke ekonomisine katkı sağlayabilmenin heyecanı ve mutluluğu içerisindeyiz.


H.M: Gerçekleşmesini mümkün kıldığınız hizmetlerin SGK ve özel sigortalar tarafından geri ödemesinde ya da hastalarca ödenmesinde zorluklar yaşanıyor mu? Yaşanıyorsa bunların aşılması yönünde önerileriniz nelerdir?

V.U: Özellikle sağlık turizminde robotik cerrahi alanında yabancı hastalara yüksek kaliteli klinik ve hastane hizmeti ile yüksek teknoloji ürünü bir arada sunabilme şansımız olduğundan ülkemiz adına çok mutluyuz. Robotik cerrahi sistemimizi kullanan hastanelerimizin yüksek miktarda yabancı hasta aldığını, ülkemizin bir çekim merkezi olduğunu biliyoruz ve bu konuda da oldukça mutluyuz.

Yerli hastalarımız için kamu hastanelerimizde 10 yıldan fazla zamandır Da Vinci Robotik Cerrahinin tüm avantajları; kalp damar cerrahisinden ürolojiye, genel cerrahiden torasik cerrahiye, trans oral cerrahiden jinekolojik cerrahiye ve pediatrik cerrahiden transplantasyon cerrahisine birçok ameliyat Sağlık Bakanlığı’mız tarafından vatandaşlarımıza sunulmaktadır. Ayrıca ülkemizin önde gelen birçok üniversite hastanesinde de 10 yıldan uzun zamandır yukarıdaki tüm branşlarda hem hastalarımız sağlıklarına kavuşturulmakta hem de yetişen yeni cerrahlara çağa uygun bir şeklide robotik cerrahi eğitimleri verilmektedir. Kamuda yapılan bu robotik cerrahi işlemler için SGK tarafından ayrıca ilave bir ödeme yapılmamaktadır.

Ancak robotik cerrahiye ilave ödeme yaparak, minimal invaziv robotik cerrahinin yaygınlaşmasını teşvik eden birçok ülke de bulunuyor. Bu ülkeler hastanede yatış süresinin kısalması sayesinde ekstra vaka sayıları kazanılması ya da hastaların normal hayata ve ekonomiye katkı sağlamaya daha hızlı geri dönmeleri gibi ek faydalardan yararlanmaktadır.

Özel sağlık sigortaları ise olaya hastanın sağlık sigorta paketi ve hastane olan anlaşmasına bağlı olarak farklı yaklaşımlar sergilemekle birlikte Da Vinci Robotik Cerrahinin hem hastaya hem sisteme kısa ve uzun dönem katkılarını göz önünde tutanlar belirli bir katkı sağlamaktadır. Hastaların bilinç düzeyi arttıkça ve robotik cerrahinin avantajlarını araştırdıklarında sigorta tercihlerinde robotik cerrahi kapsamı konusunda ısrarcı olduklarını ve kapsama alan sigorta şirketlerini tercih ettiklerini biliyoruz.