Sağlık Profesyonellerinin Dergisi
26 Ağustos 2022

Prof. Dr. TAYFUN AYBEK
Dakik Uzaktan Hasta Takip Sistemleri Kurucusu
Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı

Hastaların, tedavi sonrası evlerine döndüklerinde kendilerini sanki hala hastanede kontrol altındaymış gibi güvende hissetmeleri her doktorun ve hemşirenin hayali olarak nitelendirilebilir. Dakik’in başarısı bu hayalin gerçekleştirilmesinde yatıyor. Dakik Uzaktan Hasta Takip Sistemleri’nin kurucusu ve Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Tayfun Aybek, nasıl bir hedefle yola çıktıklarını, projelerini ve sağlık hizmetlerinin dijital ortama taşınmasıyla ilgili düşüncelerini hospitalmanager’a anlattı.

H.M: Dakik için nasıl bir hedefle yola çıktınız?

T.A: Dakik tamamen bir ihtiyaçtan doğdu. Yaklaşık 20 yıl yurt dışında doktorluk yaptım. Başta Almanya’daki pozisyonumda olmak üzere birçok ülkede kalp ameliyatları gerçekleştirdim ve ekipler kurdum. Şunu direkt söyleyebilirim ki, Türkiye’de hastanelerimizdeki tıbbi hizmet gerçekten diğer ülkelere göre oldukça iyi. Ancak tabii neyi ne ile karşılaştıralım?

Almanya’daki tedavi sonrası rehabilitasyon süreçleri maalesef ülkemizde yok. Sadece bizde değil, birçok Avrupa ülkesinde de yok. Türkiye’ye 15 yıl önce gelip burada göreve başladıktan sonra tedavi sonrası evde bakım süreçlerinin sıkıntılı olduğunu, hastaların ve hasta yakınlarının çok mağdur kaldıklarını, evde yaşanabilecek olası komplikasyonların kontrol altında tutulmasının ne denli sancılı olduğunu fark ettim. Tedavi sonrası genellikle hastalığından bihaber olan hasta ve hasta yakınlarımızın çaresizliği, bilgi ve tecrübelerinin azlığından dolayı oradan oraya koşturmaları, evde bakım tedavi planlarının eksikliği, ilaçlarının düzenli kullanılmaması ve kullanıldığı takdirde de aslında bazen ince ayar gerektirdiği, ama bu durumda tedavi eden doktora ulaşmada zorluklar, acil durumların bilinememesi, olağan durumların acil durumlardan ayırt edilememesi ve hatta sonuçta çaresizlikten etik olmayan birçok yola sapmalar karşısında bir düzen kurulması gerektiğine inandım. Hastalara da en iyi ve en ideal bilgiyi yine kendilerini tedavi etmiş olan doktor ve hemşirelerinin verebileceği felsefesi ile, başlangıçta ben ve ekibim kendi hastalarımıza kalp ameliyatları sonrası bir Call Center kurduk. Ancak telefon ile aramayı çok seven halkımız bizleri tıbbi gereksinimler dışında sohbet için veya bizim branşımız harici diğer branşlar için gece gündüz aramaya başladıklarında ekibimdeki uzman doktorlar ve hemşireler kendi işlerini yapamaz hale geldiler. Bu nedenle bir yazılım ve tıbbi cihaz sistemi kurarak Uzaktan Hasta Takibini hem profesyonel olarak icra edelim hem de hastalarımız kendilerini boşlukta hissetmesin diye düşündük.

Bir TÜBİTAK Projesi kapsamında Üniversite Sanayi İşbirliği konsepti ile Dakik Uzaktan Hasta Takip Sistemleri’ni (www.dakik.app) geliştirdik. Sistemi geliştirirken hem sağlık profesyonellerinin hem de hastaların geri dönüşleri bizim için çok önemliydi. Tedavi sonrası evlerine döndüklerinde kendilerini sanki hala hastanede kontrol altındaymış gibi güvende hissettirmek gerçekten bir doktor ve hemşire için inanılmaz bir motivasyon ve mutluluk kaynağı.

Hastalarımıza kendi ihtiyaçlarına uygun giyilebilir tıbbi ölçüm cihazları verdik. Dakik Mobil Uygulaması ile uzaktan takibe aldık. Evde yapılan ölçümler hastadan ekstra bir çaba gerektirmeden bizlere otomatik, anlık bildirimler olarak ulaşıyor. Sistemde mesajlaşma, sesli mesaj, video konferans gibi diğer iletişim kanalları da mevcut. Ayrıca kendi geliştirdiğimiz bir algoritma sayesinde hastaya, örneğin ameliyattan sonra 1 ay, hatta 1 yıl boyunca nelere dikkat etmesi gerektiğini sistem otomatik olarak söyleyebiliyor.

4 yıl içerisinde 3500 hastayı böyle takip ettik. Tüm taburcu olan hastalarımıza Dakik Uzaktan Hasta Takip uygulamasını edindirdik. Hastalarımızı doktorlar ve hemşirelerden oluşan bir tele tıp ekibi takip etmeye başladı. Çoğu hastamız o kadar memnun ki, hemen hemen hepsi takip süresi sonunda süreyi uzattırıyorlar. Sisteme entegre INR Cihazı sayesinde kalp kapağı hastalarımızın çoğu hastaneye bile uğramadan tahlillerini evde yaparak bize iletiyorlar, biz de hastanemiz tele tıp ekibi ile onların ilaçlarını ayarlıyoruz. Portfolyomuza yeni kattığımız Bluetooth Kansız Şeker Ölçüm Cihazı sayesinde evdeki hastalarımızın şeker seviyeleri 3 dakikada bir otomatik olarak ölçülüyor, değerler hem hastaya hem de hastaneye iletiliyor. Panik değerlerde hastayı telefon ile arayan otomatik sistem şekerin düştüğünü gece dahi hastayı uyandırarak bildiriyor ve hastanın gerekli aksiyonları almasına olanak sağlıyor.

Tüm bunlar günümüz teknolojilerinin tüm imkânlarını maksimum seviyede kullanarak, en iyi sağlık hizmetini vermek anlamına geliyor.


H.M: Uzaktan sağlık hizmetlerine yönelik faaliyetleriniz ve projeleriniz nelerdir?

T.A: Şimdiye dek yazılım sisteminin yanında (IOS, Android, Web) birçok giyilebilir veya kablosuz cihazı sistemimize entegre etmeyi başardık. Bunlardan belli başlı olan ve bizim kendi geliştirdiğimiz tıbbi cihazlar arasında Dakik Holter EKG ve Dakik Health Monitor var. Birincisi sürekli EKG, canlı EKG (real time) ve Holter EKG işlevlerini üstleniyor. Diğeri ise 6 vital parametreyi tek cihazda topladığımız ve en çok kullandığımız cihaz. Bunların yanında Bluetooth Kansız Şeker Ölçüm Cihazı Dakik Glunovo, INR Cihazı, bayanlarda kendi kendine meme muayenesi için termografik cihazımız, hamilelerde fötüs kalp seslerini kilometrelerce uzaktaki doktoruna taşıyabilen NST cihazımız, fizik tedavi rehabilitasyon için kinemetrik cihazlarımızı da sayabiliriz.

Tüm bunların yanı sıra geleceğin bir parçasını da günümüze taşımayı başardık: Dakik IoT Box. Bu “kara kutu” sayesinde hastanın evindeki her tıbbi cihaz doktor veya hemşire tarafından uzaktan kontrol edilebilir hale geliyor. %100 yerli ve bir Dakik ürünü olan cihazın üretimi tamamlanmış olup, kullanılmaya başlandı.

Önemli kilometre taşları kat etmiş olsak da bunlarla sınırlı kalmayacağız. Geleceğe yönelik yaklaşık 5 ila 7 yıllık bir plan çizdik. Bu plandaki gelişmeler ve fikirler saklı olup, vakti geldiğinde hepsini birer birer hayata geçireceğiz.

Dakik Glunovo

H.M: Mobil Sağlık ya da Evde Bakım Hizmetlerine yönelik faaliyetleriniz ve planlarınız nedir?

T.A: Dakik Uzaktan Hasta Takip Sistemleri tamamen Mobil Sağlık ve Evde Bakım Hizmetlerine yönelik olarak da kurgulanabilir. Fiziki muayenelerin asla yerini elbette tutamaz, ancak elektronik ortamdaki hazırladığımız takip modeli ile kombine edilerek, tedavi süreçlerinin optimizasyonu sağlanmaktadır.


H.M: Yeni yayınlanan Uzaktan Sağlık Hizmetleri yönetmeliğini değerlendirir misiniz?

T.A: Bence oldukça iyi oldu. Yeni mevzuat gerçekten ileri bir düşüncenin ürünüdür. Avrupa ülkelerinde dahi bu denli modern tasarlanmış ve tele tıp, tele konsültasyonun önünü açan aynı zamanda Uzaktan Tıbbi Takibe yol gösteren bir mevzuatın olduğunu düşünmüyorum. Ancak, elbette birçok konu burada biraz yorumlara açık bırakılmıştır. Zira teknoloji öyle hızlı ilerlemektedir ki mevzuat büyük bir olasılıkla yeni gelişmeler ile birlikte güncellenecektir.

Dakik IoT Box

H.M: Sağlık Hizmetlerinin dijital ortama taşınması konusunda fikirleriniz nedir?

T.A: Hasta verileri ve veri güvenliği üst düzeyde olduğu müddetçe sağlık sektörünün hasta odaklı dijital projelerle ilerlemesi kaçınılmazdır, hatta yapılmaması suç olur. İnsan sağlığının ne denli önemli olduğu ve sağlık için topyekün her şeyin yapılması gerektiği bir gerçektir. Günümüz teknoloji dünyasında diğer gelişmeleri (hatta oyun dünyasını dahi) hesap ettiğimizde, bu ilerlemenin sağlık alanına faydalı bir biçimde yansıtılması şarttır. Yerinde sayan bir sağlık sektörü veya dünyası olmamalı.

Dijitalleşme başlangıçta herkesi korkutur. Doğru. Bu korkunun da belli haklı argümanları var. Ancak, uçağa binme korkusu çok yaygın ve yenilemez olsaydı şu andaki ulaşım dünyası bu kadar gelişemezdi. Daha somut bir örnek, komplikasyonlarından korktuğumuz bir kalp ameliyatı nedeni ile ameliyata girmemek de beraberinde başka daha ciddi sorunların geleceği anlamına gelmektedir. Dijitalleşme bir evrimdir, evrime uyamazsak yok olmaya mahkum oluruz. Ancak, dijitalleşme bir yandan da tehlikelidir, kötü amaçlı kullanılma olasılığı vardır, kötü ellere düştüğünde veya amacı saptırıldığında istenmeyen boyutlara gidebilir. İşte bu dengeyi doğru belirlenen bir çerçeveyle, başından iyi kurmak gereklidir.