Sağlık Profesyonellerinin Dergisi
13 Nisan 2022

Dr. TÜRKAN TÜNERİR
Fizyomer Terapia Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Tıp Merkezi Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon alanında ülkemizin ilk kurumsal özel girişimlerinden olan Fizyomer Terapia Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Tıp Merkezi, 2000 yılından bu yana hem halkımızın hem de yabancı hastaların hayatlarına dokunmaya ve iyileştirmeye devam ediyor. Merkezin Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Uzman Dr. Türkan Tünerir, nasıl bir hedefle yola çıktıklarını, yurtdışı pazarı ile ilgili planlarını ve son teknolojik gelişmelerin uyguladıkları tedavilerin üzerindeki etkisini hospitalmanager ile paylaştı.

H.M: Fizyomer Terapia’dan bahseder misiniz? Nasıl bir hedefle yola çıktınız?

T.T: Fizyomer Terapia 2000 yılında Eskişehir’de kuruldu. O yıllarda ülkemizde Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon yapan kamu dışında özel sektörde kurumsal yapılar yoktu. Olanlar da büyük hastanelerin bodrum katlarında ayrılmış birkaç oda şeklinde faaliyet göstermekteydi. Hastalara rehabilitasyon için kamu hastanelerinde altı ay ila bir yıla randevu verilmekteydi. Eşimle birlikte, bilimsel kongreler için yurtdışına gittiğimizde, o yıllarda özellikle Avrupa ülkelerinde Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Dal hastanelerinin ve Rehabilitasyon merkezlerinin (o zamanki adları Kür klinik idi) yaygın olarak bulunduğunu gördük. Genel hastanelerde ameliyat olmuş ya da diğer tedavileri yapılmış olan hastaların bir an önce normal yaşamlarına dönebilmeleri için bu merkezlere gönderildiklerini ve hastaların erkenden işgücüne katılarak, ülkeye işgücü ekonomik kayıplarını geri kazandırdıklarını gözlemledik. Ülkemizde de neden insanların sıra beklemeden tedaviye girebilecekleri, hastaların ve engellilerin yaşam kalitelerini yükselten Rehabilitasyon merkezleri olmasın diye düşündük ve bu hedefle yola çıktık. Böylece ülkemizde o yıllarda kurulan az sayıdaki Özel Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezleri arasında öncü kuruluş olarak yer aldık.

H.M: Yurtdışından Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon hizmetleri için talebin arttığı gözlemleniyor. Sizin yurtdışı hasta çekme ile ilgili projeleriniz var mı?

T.T: Kuruluşumuzdan bu yana geçen 22 yıl içinde, özellikle Pediatrik Rehabilitasyon ve Erişkin Nörolojik Rehabilitasyon alanlarında spesifik olduk.

Özellikle Cerebral Palsyli ve Muskuler Distrofili çocukların doğum sonrası ilk hastalık tanısını aldıkları günden, erişkin yaşlara kadar neredeyse hayat boyu diyebileceğimiz tüm rehabilitasyon süreçlerinde yanlarında olmaktayız. Bu süreçlerden elde ettiğimiz deneyimlerle inovatif cihazları da işin içine katarak; Bütüncül (Integrative) rehabilitasyon programları geliştirdik. Yıllar içinde uyguladığımız Integrative Rehabilitasyon programlarının, tedavi süreçlerini hızlandırdığını ve hastaların normal yaşama katılmalarını çabuklaştırdığını gördük. Bu başarılı sonuçlar Fizyomer Terapia olarak bizi yurtdışından hastaların tercih ettiği bir Nöro-Rehabilitasyon kliniği olmaya taşıdı. Özellikle doğum sonrası süreçte tanı konur konmaz, çocuklarda İntegrative Rehabilitasyon programlarımızı uygulamamız, bizi özellikle Yakın Asya, Orta Doğu, Rusya ve Afrika ülkeleri arasında farklı ve tercih edilir bir Rehabilitasyon Merkezi konumuna getirdi.

22 yıldır yalnızca Pediatrik Rehabilitasyon alanında değil, erişkin Nörolojik Rehabilitasyon alanında da geliştirdiğimiz İntegrative Rehabilitasyon programlarımızı özellikle Stroke (inme) ve Spinal Kord (omurga) yaralanmaları sonrası oluşan felçli hastalarda da başarıyla uygulamaktayız. Yurtdışından giderek artan sayıda stroke ve omurga yaralanmaları sonrası başvuran felç geçirmiş hastaları tedavi etmekteyiz. Tekerlekli sandalyeyle gelen hastaları, ülkelerine yürüyerek gönderebilmek bizi sonsuz derecede mutlu etmekte.

Pandeminin yoğun kapanma döneminde yurtdışından gelen hasta sayılarında önceleri azalmalar yaşamış olsak da, aşılama protokollerinin devreye girmesinden sonra hasta sayılarımızda tekrar artış gözlemliyoruz.

H.M: SGK ve özel sigortaların tedavi geri ödeme hedefleri konusundaki görüşlerinizi paylaşmak ister misiniz?

T.T: 5.500 m2 kapalı alana sahip ve her metrekaresi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon hizmetlerine tahsis edilmiş olan modern Rehabilitasyon Merkezimizde, yalnızca yurtdışından gelen hastalara değil, aynı zamanda Eskişehir yakın bölgesi ve yurdun diğer şehirlerinden gelen hastalarımıza da konaklamalı Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon hizmetleri vermekteyiz. Bu hastalarımızı, SGK ile anlaşmalı olduğumuzdan devletimizin bu alandaki ödeme desteklerinden de yararlandırmaktayız.

Yurtiçi hastalarımızın inovatif tedavi programlarından daha etkili yararlanabilmeleri için, özellikle Rehabilitasyon programı uygulamasını gerektiren hastalıklarda, SGK tedavi desteklerinin güncellenerek arttırılması, özel sigorta ve tamamlayıcı sağlık sigortalarının kapsamlarının genişletilmesinin ve yaygınlaştırılmasının gerektiğine inanıyoruz.

Bu tip kamu ve özel sigorta kombinasyonunun oluşturacağı güçlü bir finansal iklim, ülkemizdeki nitelikli sağlık kuruluşlarının gelişimini hızlandıracağı gibi dünyada Sağlık Turizmi alanında daha rekabetçi bir konuma gelmemizi de sağlayacaktır. Bu sayede ülkemizin Sağlık Turizminden alacağı pay daha da artabilecektir.

H.M: Sağlıkta güncel ve yeni teknolojilerin kullanımına ilişkin uygulamalarınız ya da projeleriniz nelerdir?

T.T: Kurulduğumuzdan bu yana Bütüncül (Integrative) tedavi programlarımızı geliştirirken, çıkan her yeniliği programlarımızda nasıl kullanabiliriz diye daimi bir araştırma ve öğrenme süreci içinde olduk.

Örneğin; dünyada oyun sektöründe trend olarak ortaya çıkan Sanal Gerçeklik (Virtual Reality) uygulamalarını, biz nöro-rehabilitasyon alanında nasıl kullanırız diye düşündük. Yurtdışı fuarlarında gördüğümüz ilk prototip uygulamaları hastalarımızda uygulamaya başladık ve beklentimizi aşarak tedavi sürecini daha da kısalttığını gözlemledik. Bunun üzerine birçok cihazı bünyesinde bulunduran, ülkemizde az sayıda kuruluşta bulunan Sanal Gerçeklik Rehabilitasyon ünitesini kurduk. Dünyada da yeni gelişen bir alan olduğundan, özellikle yurtdışından gelen hastalarımızın Sanal Gerçeklik Rehabilitasyon programlarımızı tercih ettiklerini gördük.

Merkezimizde bulunan Modern Rehabilitasyon Havuzlarında, inovatif uygulamaları da katarak geliştirdiğimiz bütüncül rehabilitasyon programları uygulamaktayız. Özellikle nörolojik hastalıklar sonucu felç geçirmiş hastaların tedavilerinde havuz rehabilitasyonunun olmazsa olmaz olduğunu gözlemledik.

Yine Aktif Yürüme Robotu ile hastaların yürüme süreçlerini hızlandırırken, yenilikçi tedaviler arasında kabul gören ozon terapi kombinasyonlarıyla, doku yenilenmesi yönünden de hastalarımızı desteklemekteyiz.

Yenilikçi teknolojik cihazlarımızdan birisi de Robotik Antalgic Trak. Bu FDA onaylı cihaz ile boyun ve bel spinal kord (omurga) fıtık basılarını iyileştirerek ameliyatsız olarak hastaların %90 oranında iyileştirici tedavilerini gerçekleştiriyoruz.

Yeni devreye aldığımız bir projemiz daha mevcut; Pandemi bize gösterdi ki; hastaların tedavi sonrasında halihazırda bulundukları mekanlarda takip edilmesi ve tıbbi desteklerinin verilmesi hiç olmadığı kadar önem kazanmıştır. Biz de bu amaçla giyilebilir dijital teknolojiler de dahil olmak üzere, uzaktan hasta takip programlarına yatırım yapma kararı aldık. Kuracağımız teletıp sistemleri sayesinde Fizyomer Terapia’da tedavi gören yurtdışı hastalarımızın takiplerine ülkelerine döndüklerinde de devam edebileceğiz. Bizi oldukça heyecanlandıran bu yeni girişimimizin sonuçlarının nasıl olacağını doğrusu kurum olarak biz de merakla beklemekteyiz.

22 yıl önce ülkemizde özel rehabilitasyon kurumlarının yeterli olmadığı günlerde kurulup şu an inovatif teknolojileri de kullanarak yurtdışında hasta takip eder duruma gelmek, hayallerimizin ötesine geçebilmek ve bunu bir Türk Markası olarak başarmak bizi son derece mutlu ediyor ve gururlandırıyor