Sağlık Profesyonellerinin Dergisi
9 Eylül 2022

Op. Dr. KÜRŞAT TEKER
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı
Özel Çankaya Hastanesi

Ortopedi alanında son yıllarda en çok konuşulan konulardan birisi “kalça artroskopisi”.  Tıp sürekli araştırmalarla bilgilerin güncellendiği bir bilim dalı. Tüm dünyada yapılan bilimsel araştırmalar her geçen gün insan vücudunda meydana gelen sorunları daha derinlemesine anlayıp çözmek için yeni yollar, yeni yöntemler geliştirilmesine yardım ediyor. Kalça artroskopisi de hem bilimsel çalışmalar hem de teknolojik gelişmelerden olumlu etkilenerek kalça ekleminin hastalıklarını tedavi etmek için gitgide daha sık ve daha etkin kullandığımız bir yöntem oldu.

Artroskopi nedir?

Artroskopik ameliyatlar temel olarak ciltte açılan bir santimetreden küçük kesilerden eklem içerisine sokularak görüntüleme ve cerrahi işlem yapılmasını sağlayan aletlerle yaptığımız tedavilere deniliyor. Kalça ekleminde de yöntem aynı. İşin başlangıcında eklemin içinde neler olup bittiğini bir de görerek anlama isteği yatıyor. Tabii arkasından da problemi görmüşken niçin çözümünü de bu şekilde yapmayalım sorusu geliyor. Bu anlayışa teknoloji de ayak uydurunca yıllar içerisinde tedavi edilebilen eklem sorunlarının sayısı da çeşitleri de çok arttı. Belli bir yöntemi yıllarca ve sürekli kullandığınızda doğal olarak hem yöntemi hem de çalıştığınız eklemi daha fazla anlamaya başlıyorsunuz. Kısacası biz yaptığımız işi geliştirirken yaptığımız iş de bizi geliştiriyor.

Kalça ağrısının teşhisi nasıl koyuluyor?

Kalça ağrılarının nedenlerini anlamak detaylı bir süreç. Farklı branş hekimlerinin alanlarına da girebilen hastalıklar olabileceğini bilmek gerekiyor. Kalça eklemine çok yakın konumda karın bölgesinde sindirim sistemi ve üreme sistemi organları yer alıyor. Bunlara ait ağrılı sorunlar bazen kalça eklemi sorunu gibi algılanabiliyor. Yine bel bölgesinden kaynaklanan sinir sıkışmalarına ait ağrılı durumlar da kalçadan zannedilebiliyor. Öncelikli olarak ağrının kaynağı kalça eklemi mi değil mi diye incelememiz gerekiyor. Ağrının kaynağının kalça eklemi olduğunu anlamak teşhis tamamlandı anlamına gelmese de çalışma alanımızı belirlemiş oluyoruz.

Kalça sıkışması hastalığının teşhisi zor mu?

Kalça eklemi sorunları ve artroskopisi konularında deneyimli bir ortopedist için çok da zor değil aslında. Belki de işi en çok zorlaştıran detay hastalığı çok erken teşhis etme isteğimiz. Bu aşamada ağrı başlamış olsa da dokuların gördüğü zararı tetkiklerde görüntülemek her zaman mümkün değil.  Bir diğer zorluk ise kalça sıkışma sendromuna neden olan kemik deformasyonların bazı insanlarda ağrı ve hastalığa neden olmaması.  Bu nedenle her kalça çevresi ağrısı olan ve röntgeninde belli bulguları olan kişiyi kalça sıkışma sendromu hastası olarak tanımlayamıyoruz. Hastanın şikayetlerini detaylı şekilde dinleyip anlamak, sadece kalçaya odaklı olmayıp kapsamlı bir muayene yapmak, gerekli tetkikleri yapıp incelemek zorundayız.  Bütün bunların uyumlu olması halinde kalça sıkışma sendromu tanısını koymak zor olmuyor.

Her kalça eklemi ağrısı ameliyatla mı tedavi ediliyor?

Kalça sıkışma sendromunun ortaya çıkmasında anatomik bozukluklarla birlikte yaşam ve hareket tarzı ile yapılan spor ve egzersizlerin de etkisi var. Ancak ağrılı durum başladığında eklem içindeki dokularda zedelenmeler başlamış oluyor ve ameliyatsız bir yöntemle de düzelmeleri mümkün değil. Tabii bu durumda kalça sıkışma sendromuna bağlı bir eklem ağrısı mı yoksa kas ve tendonların zorlanmasına bağlı ve basitçe bir süre dinlenme veya farklı tedavilerle düzelecek bir ağrı mı olduğunu anlamak gerekiyor. 

Hangi tetkikler yapılıyor?

Muayenemizde elde ettiğimiz bulgulara göre hangi ek incelemeleri yapacağımıza karar veriyoruz. Bu tetkiklerde ilk sırada her zaman röntgen var. Kalça ekleminde farklı açılardan ve farklı eklem pozisyonlarında çekilen özel röntgenler var. Röntgen tercihlerimizde biz muayenedeki bulgulardan yola çıkarak birçok farklı röntgen tekniği arasından seçimler yapıyoruz. Bunların her biri farklı ve değerli bilgiler içeriyor. Tabii ki doğru yöntemle çekilmiş olmaları gerekiyor. Son yılların popüler tetkiklerinden MR da kalça ekleminde kullandığımız incelemelerin başlıcalarından. MR tetkiki bize röntgende göremediğimiz dokular hakkında bilgi veriyor. MR çekimlerinde de olası farklı teşhislere yönelik farklı teknikler kullanılıyor.  Bilgisayarlı tomografi de sıkça kullandığımız bir yöntem. Kemik dokudaki milimetrik kistler veya ince çatlaklar gibi çok ince detayları gösterebilmesinin yanı sıra kalça eklemi ve bacak kemiklerinin birbiriyle olan açısal ilişkilerini de çok detaylı ölçebiliyoruz. Bilgisayarlı tomografilerden elde edilen üç boyutlu modellemeler ise tedavi planlarında çok önemli bir yardımcı yöntem. Gerek duyulan durumlarda bunların dışındaki tıbbi görüntülemelerden de elbette yararlanılıyor.

Üç boyutlu modelleme nedir?

Bilgisayarlı tomografide görüntüler ince kesitler halinde alınır. Bu kesitlerin yazılım kullanılarak üst üste getirilmesi ve kemik haricindeki dokuların görüntülerden silinmesi ile ekranda sadece kemiklerden oluşan üç boyutlu bir model oluşur. Bu ekrandaki modeli her yönde istediğimiz gibi çevirerek sanki elimizde bir plastik anatomik modeli tutuyormuş gibi inceleyebiliriz. Tek bir röntgen veya tomografi ya da MR kesitine bakmak fotoğrafa bakmaya benzetilebilirse üç boyutlu modele bakmak cismin kendisini görmeye benzetilebilir.

Kalça artroskopisi ile en çok hangi hastalık tedavi ediliyor?

Kalçada artroskopik olarak en sık “kalça sıkışma sendromu” denilen hastalığın tedavisi yapılıyor. Artroskopik yaklaşımla eklemin yuva (asetabulum) kısmında çıkıntılı olan kemik tıraşlanarak yırtılmış olan kıkırdak yapılar tamir edilebiliyor. Aynı şekilde femur (uyluk) kemiğinde eklem kıkırdağına baskı yaparak kıkırdağın zedelenmesine yol açan kemik tümsek de tıraşlanıp normal hale getiriliyor. Artroskopik tedavinin yararlı olabilmesi için hastalığın erken aşamalarında yakalanması çok önemli. Kasık bölgesi veya kalça çevresi ağrısı yaşayan bir hastanın ilk iki üç ay içerisinde teşhis edilip ameliyat edilmesi ile en iyi sonuçları almak mümkün oluyor.

Hastalar en çok neleri merak ediyor?

En çok merak edilen ne kadar sürede normal hayata dönüleceği. Bunun yanıtı her hasta için değişkenlik gösterebiliyor ama genel olarak üç hafta koltuk değneği kullanarak yürümek gerekiyor. Ameliyat sonrası ilk günden itibaren ayağa kalkıp oda içerisinde adımlamak ve tuvalete gitmek mümkün oluyor. Hastalar ameliyattan sonraki gün evlerine gidebiliyorlar. Evde uygulanacak bir egzersiz programı ile taburcu ediyoruz. İlk kontroller sekiz ila on gün sonra yapılıyor. Bu sırada birkaç tane dikişimizi alıyoruz. Sonraki günlerde fizik tedavi ünitesinde fizyoterapiye başlatıyoruz. Genel olarak toplamda bir buçuk aya yakın sürede ev ve çalışma hayatı normale dönüyor. “Home office” tarzı evden çalışabilecek olanlar ilk günlerden itibaren rahatlıkla çalışabiliyorlar. Hatta her zaman olmasa da ameliyattan birkaç saat sonra kucağında bilgisayarı ile çalışmaya başlamış işkolik hastalarımız bizi de tebessüm ettiriyorlar. 

Çok ağrı olacak mı endişesi de ikinci en sık soru diyebiliriz. Aslında ameliyattan sonraki birkaç günden sonra hastalar ağrı kesiciye gereksinim duymamaya başlıyorlar. Genel olarak söylemek gerekirse kalça artroskopisi, sonrası ağrılı bir ameliyat değil. Ağrı kesici özelliği de olan antienflamatuar dediğimiz ilaç grubundan bir tane ilaç reçete ediyoruz ama bunu asıl olarak ağrı için değil ameliyat sonrası yumuşak dokularda nadiren de olsa gelişebilecek bir komplikasyona önlem olarak veriyoruz. Hastalara da ağrı olmasa bile ilacı kullanmaları gerektiğini, ilacın sadece ağrı için verilmediğini ısrarla söylememiz gerekiyor.

Başka merak edilen bir konu da kalça sıkışma sendromu ile ilgili. Hastalığın ameliyata rağmen tekrarlama olasılığını soruyorlar.  Bunun yanıtını en kısa olarak şu şekilde verebiliriz. Hastalığa neden olan kemik çıkıntıları düzeltip normal haline getiriyoruz. Bunun tekrarlaması söz konusu değil. Zamanında teşhis edilip tedavisi yapılmış olan hastalarla yapılmış bilimsel yayınlardan başarılı sonuçların yirmi yıldan sonra bile bozulmadığını, kalça eklemini koruyabildiğini biliyoruz. Ancak yeterince erken yakalanamamış olan hastaların ameliyat sonrası şikayetleri tam veya tama yakın iyileşmiş olsa bile eklem içinde düzeltilemeyecek denli zarar görmüş dokular olabiliyor. Yerine yenisinin koyulması mümkün olmayan bu dokular ileride tekrar ağrılı hale gelebilir ve eklemin bozulmasına yol açabilir. Burada tekrar vurgulanması gereken konu hastalığın ilk bulguları ortaya çıktığında tedavi olmak için zaman kaybetmemeleri. 

Nasıl bir ekiple çalışıyoruz?

Kalça eklemi sorunlarını teşhis ve tedavi ettiğimiz ekip ortopedi, radyoloji ve fizik tedavi doktorları ile bu bölümlerde görev alan diğer sağlık çalışanlarından oluşuyor. Teşhisten ameliyata ve oradan rehabilitasyona uzanan süreçte ekipte yer alan herkes kendi alanında gerekli eğitim, bilgi ve becerilere sahip. Ayrıca bu ekip her gün birlikte ve iletişim halinde çalışıyor. Böylelikle hastalarımızın tedavilerinde bir aşamadan diğerine geçerken sorunsuz bir süreç yürütülebiliyor.