Sağlık Profesyonellerinin Dergisi
23 Şubat 2018

Türk Diyabet Cemiyeti diyabetle mücadelede küresel çabanın bir parçası olarak; 1955 yılından bu yana diyabet hastalığının ve komplikasyonlarının doğuracağı sonuçlar, diyabetten korunma yolları ve tedavisi konularında halkın bilinçlenmesini sağlamaya devam ediyor. Bu konuda eğitimler düzenleyen, bilimsel araştırmaların yapılmasına destek veren Türkiye’nin ilk ve önde gelen sivil toplum kuruluşlarından biri olan Türk Diyabet Cemiyeti Devlet bütçesine toplam maliyeti 10 milyar TL olan diyabetin devlete olan maliyetinin yüksekliği ve buna yönelik devletin politikalarını destekleyici birçok çalışma yapıyor.

Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF) rakamlarına göre tüm dünyada 20-79 yaş aralığındaki bireyler arasında 415 milyon; Türkiye’de ise 7 milyonun üzerinde diyabetli bulunuyor. Türkiye’de yaş aralığı baz alındığında Avrupa’daki en yüksek karşılaştırmalı prevelansa ve üçüncü en yüksek diyabetli birey sayısına sahip ülke olduğumuz bildiriliyor.

Türk Diyabet Cemiyeti Başkanı, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Hasan İlkova, dünyada ve Türkiye’de diyabetin ulaştığı boyutlar hakkında şunları söylüyor: “Dünya üzerinde 193 milyon, Türkiye’de ise 2,7 milyon kişiye henüz tanı koyulamadı. 2040 yılı tahminlerimiz acı gerçeği maalesef gözler önüne serer nitelikte. 2040 yılında tüm dünyadaki diyabetli sayısının 642 milyona ulaşacağını tahmin ediyoruz. Geçtiğimiz 15 yıl içinde Türkiye’de diyabet hastalarının sayısı neredeyse üç katına çıkarak 1998’de 2,5 milyon kişiden 2013 yılında ise yaklaşık 7 milyona yükseldiği görülüyor. Türkiye, diyabet hastası sayısının çok yüksek olması sebebiyle, tüm Avrupa’daki diyabet yükünün neredeyse yüzde 13’ünü taşıyor.”

Hastalığın son yıllardaki yüksek artış hızı nedeniyle WHO’nun diyabeti “salgın hastalık” olarak tanımladığını belirten Prof. Dr. Hasan İlkova sözlerini şöyle sürdürüyor: “Birleşmiş Milletler de 1996 yılında, sıtma, tüberküloz ve AIDS’ten sonra, tarihinde dördüncü kez bir hastalığı salgın olarak kabul edip, uluslararası sağlık otoritelerine hastalıkla mücadele çağrısında bulundu. Ayrıca, tüm bu bilgiler ışığında, diyabet küresel ve toplumsal bir sorun haline geldi. Çok boyutlu sonuçla dikkate alındığında; diyabetin önlenmesi ve tedavisine yönelik etkili müdahalelerin uygulanması ve bu yöndeki çalışmaları teşvik eden çözümler bulunması küresel boyutta bir çaba gerektiriyor.”

International Diabetes Foundation ile uyumlu

Türk Diyabet Cemiyeti 1955 yılından bu yana diyabet hastalığının ve komplikasyonlarının doğuracağı sonuçlar, diyabetten korunma yolları ve tedavisi konularında halkın bilinçlenmesini sağlamaya devam ediyor. Bu amaçla eğitimler düzenleyen ve bilimsel araştırmaların yapılması ve politikaların oluşturulmasına destek verdiklerini söyleyen Prof. Dr. Hasan İlkova şu açıklamalarda bulunuyor: “Cemiyetimiz dünyada diyabet hastalığının bilimsel veriler ışığında, kanıta dayalı tıp verileri ile topluma anlatılmasında önde gelen sivil toplum kuruluşu olan International Diabetes Foundation (IDF) ile akreditasyon sağladı. Toplumu bilinçlendirme çalışmaları ve tarama programlarımız IDF’in belirlediği Diyabetle Mücadele temaları çerçevesinde yapılıyor.”

Diyabetliler için yapılan faaliyetler

Prof. Dr. İlkova, Türk Diyabet Cemiyeti olarak diyabeti önlemek ve bu konudaki farkındalığı arttırmak için sürdürdükleri faaliyetleri ise şöyle sıralıyor:

• Ülke çapında aile hekimlerine, diyabet uzman ve hemşirelerine, diyetisyenlere ve ilgili diğer sağlık personeline yönelik diyabet hastalığı, korunma yolları ve tedavisi hakkında kurs ve eğitimler düzenleniyor.

• Türkiye’deki diyabet hastaları ve toplumla ilk buluşmasını 1960 yılında yapan ve halen yılda 4 defa yayınlanan “Diyabet Dergisi” hazırlanıyor. Okuyucular bu dergide diyabetle ilgili güncel gelişmeleri ve sağlıklı yaşam ve beslenme hakkındaki bilgileri, tıp profesyonelleri ve Türkiye’nin önde gelen hekimlerinin kaleminde takip edebiliyorlar.

• Bilim adamları ve sağlık profesyonellerini bir araya getirerek bilgi alışverişinde bulunmalarını ve güncel gelişmeler hakkında bilgilenmelerini sağlayan “Ulusal Diyabet Kongreleri”i düzenleniyor. (2018 yılında 54. Ulusal Diyabet Kongresi’ni düzenlenecek.)

• Ulusal Diyabet Kongreleri’ndeki sunum ve bildirileri okuyucu ile buluşturan “Türk Diyabet Yıllığı”nı yayınlayarak, tıp profesyonelleri, hekimler ve öğrencilerin eğitimine katkı sağlanıyor.

• Her yıl, genç ve çocukların yoğun ilgi gösterdiği, her yaştan diyabetlinin katıldığı, rahat bir tatil ortamında eğitim ve bilgilendirmenin yanı sıra, kendi kendini izleme alışkanlığı veren “Diyabet Yaz Kampları”nı düzenleniyor. (52. Yaz Kampı Haziran ayında Çanakkale’ de düzenlendi.)

• 14 Kasım Dünya Diyabet Günü’nde IDF’in belirlediği tema çerçevesinde bilgilendirici seminerler ve eğitim toplantıları ile çeşitli etkinliklerin düzenlenmesi, halk genelinde ücretsiz şeker ölümü ve vücut kitle analizi yapılması etkinlikleri gerçekleştiriliyor.

• İlköğretim okulları ile işbirliği içerisinde öğrencilere Diyabet ve Sağlıklı Beslenme konulu eğitimler veriliyor.

Diyabetin bütçeye toplam maliyeti 10 milyar TL

Diyabetin devlete olan maliyetinin yüksekliği ve buna yönelik devletin politikalarını destekleyici olarak neler yapıldığını ise Prof. Dr. İlkova şöyle değerlendiriyor: “SGK’nın 2013 yılında yayımladığı ‘Diyabet Raporu’na göre; komplikasyonlar ile beraber diyabetin bütçeye toplam maliyeti yaklaşık 10 milyar TL’ye ulaşıyor. Bu toplam maliyetin yüzde 74’ü diyabete bağlı komplikasyonlardan kaynaklanıyor. Diyabet kaynaklı komplikasyon maliyetinin, diyabetin doğrudan maliyetinin yaklaşık 3 katı olduğunu söylemek yanlış olmaz. Dolayısıyla komplikasyonları düşürebilmek, diyabet tedavisi ve diyabetin mali yükünün azaltılması açısından büyük önem taşıyor. Diyabetin tedavisinde henüz sonuçları açıklanmayan önemli bir çalışmaya göre uyumun ve sürdürülebilirliğin artırılmasının yıllık maliyeti 1.29 Milyar TL azaltabiliyor. Bununla ilgili hem sağlık personelinin hem de hastaların eğitiminin sağlanması gerekiyor. Diyabetlilerin alile sağlığı merkezlerinde ve gerektiğinde multidisipliner diyabet merkezlerinde daha sıkı takiplerinin sağlanması gerekiyor.”

Öte yandan, diyabetin korunma sürecinden başlayarak, yaratacağı komplikasyonların tedavisine kadar geniş bir perspektif ile ele alınması gereken bir hastalık olduğunun topluma çok iyi anlatılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. İlkova yapılan bilimsel çalışmaların, diyabetli hastalara verilen eğitimlerin, tedavi başarısını arttırdığını ve maliyetleri önemli ölçüde düşürdüğünü ifade ediyor. “Başta kalp krizleri, böbrek yetmezliği, görme problemleri, ayak yaraları ve organların kesilmesi gibi komplikasyonlar ciddi bir yük oluşturuyor” diyen Pof. Dr. İlkova, “Hasta eğitiminin sağlanması ve en önemlisi risk altındaki grupların diyabetten korunması için hastanemizin ve cemiyetimizin ayrı bir misyon üstlendiğini söylemek yanlış olmaz” şeklinde konuşuyor.

Kalitesiz hasta bakımı maliyeti artırıyor

Türk Diyabet Cemiyeti Başkanı, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Hasan İlkova, maliyetin önemli bir bölümünü oluşturan etkenlerin başında kalitesiz hasta bakımı geldiğini anlatıyor ve bilgilendirmeye şöyle devam ediyor: “Bu nedenle özellikle 1. basamak sağlık hizmeti sunucularının konu hakkındaki bilgilerinin, dünyadaki uygulamalarla örtüştürülmesini önemsiyoruz. Birinci basamak sağlık hizmetleri sunucusu olan aile hekimlerinin, sağlık ocağı hekimlerinin diyabet ve obezite tedavisi ve önlenmesi adına dünyada yapılan çalışmaları yakından takip edebilmeleri için, sürekli eğitim programları düzenliyoruz. Yanı sıra temsilcilerimiz kendilerini ziyaret ederek, bu konuda yayınlarımızı, Diyabet Dergisi, broşür ve posterlerimizi ulaştırıyorlar. Sağlık profesyonellerine yönelik düzenlediğimiz hizmet içi eğitimler ile ‘hastalık yönetimi’ mantığı içerisinde diyabetin bir bütün olarak ele alınması gerektiğinin altını çiziyoruz. Aynı eğitimleri geçen yıl bünyemizde kuruluşunu gerçekleştirdiğimiz eğitim platformu olan DÖFEM (Diyabet, Obezite Farkındalık Eğitim Merkezi) çatısı altında hastalar ve onlarla birlikte bu hastalığın yönetimini sağlayan yakınlarına da eğitimler veriyoruz. Ayrıca, yüksek sayıda çalışanı olan kurumlarda çalışanlara, okullarda gençlere ve velilere farkındalık seminerleri düzenleyerek diyabet ve obezite hastalığı konusunda aydınlatıyoruz.”